23 Aralık 2014 Salı

Versace – L’Homme (1984)


Versace – L’Homme (1984)

Üzüntüleri, trajedileri ve ölümleri, hayatın monotonluğuna, Allah’ıın küçük müdahaleleri olarak düşünürüm. Hayatın hep tozpembe, güzel ve mutlu geçmesi, bir süre sonra bezdirici ve dejenere edici olacaktır bence. Hiç beklemediğimiz zamanda bir yakınımızın kaza haberinin gelmesi, ya da çok sevdiğimiz sinema sanatçısının ani ölümü, hayatın günlük koşuşturmacası içinde, kısa süreli de olsa bazı farkındalıklara sebep olur. Çünkü ölüm her zaman için korkutucu, soğuk ve karanlıktır. Ve aslında ölüm çok yakınımızdadır, başucumuzdadır çoğu zaman.

1997 yılında moda dünyası büyük bir şok yaşamıştı. 1978 yılında kurduğu Versace modaevini, kısa zamanda küresel bir lüks marka haline getiren Gianni Versace, Miami'deki malikanesinin önünde, kuşkulu bir şekilde öldürüldüğünde, dünyanın gözü merdivenlerde yatan Gianni Versace'in cansız bedenine çevrilmişti. Modanın altın çocuklarından olan Gianni Versace, en verimli çağında, hayatını kaybetmişti. Eğer ölmeseydi, belki de, kendi elleriyle kurduğu Versace markasını daha yukarılara taşıyacaktı.

Bay Versace'in büyük vizyonu, zaten markanın küresel oyuncular arasına girmesini sağlamıştı. Hazır giyim üzerine tasarımları dünya sosyetesinin akın ettiği butikleri süslerken, 1981 yılında ilk kadın parfümünü de piyasa sürdü Gianni Versace. Çok büyük ses getirmeyen ilk parfümü Gianni Versace for Women'in ardından ilk erkek parfümleri Versace L'Homme 1984 yılında piyasaya sürüldü. Versace'in ikinci parfümü olan L'Homme, zamanın ilgi çeken erkek kokularından birisi olmuştu. Fakat hiç bir zaman rakipleri Chanel Pour Monsieur, Eau Sauvage, Polo Classic kadar şöhretli olamadı. Yine de parfümseverlerin en çok sevdiği Versace'lerden birisi olmayı başardı.


Versace L'Homme, 1980'lerin koku trendlerinin tipik örneğiydi. Deri-şipre tarzına yakın Versace L'Homme'u, klasik parfümlere oldukça meraklı birisi olarak epeydir merak ediyordum. Ve yine şanslıyım ki, bu erkek parfüm klasiğinin eski formülasyonuna sahip oldum. Yeni formül L'Homme'ların genellikle beğenilmediği ve eski formül L'Homme'un kullanılmasını tavsiye eden bir çok parfümsevere rastlayabilirsiniz çeşitli platformlarda. Sanırım yeni L'Homme ciddi bir reformülasyon geçirmiş ve eskisini aratır hale gelmiş. Zaten büyük ihtimalle L'Homme'un üretimi de Versace tarafından bitirilmiş durumda. Gerçi hala Türkiye ve Dünya'daki bir çok sitede bulunabiliyor fakat ilerleyen yıllarda bulunması çok zor olacak parfümler kervanına katılacağa benziyor. Onun için eğer bu tarzı sevenlerdenseniz bir yolunu bulup, Versace L'Homme'u denemenizi tavsiye ederim.

Gevezeliği bırakıp, parfümün kendisine geçeyim artık. Fragrantica'da deri sınıfına konulmuş L'Homme. Parfümü üzerime sıktığımda karşıma eski tarz turunçgiller çıkıyor. Limon, bergamot ve aromatik otlardan oluşan üst notaları harika L'Homme'un. Eski kafa klasiklerin neredeyse aynısı üst notalar çok doğal, nostaljik, ferah ve mis gibi. Kimilerinin eski limon kolonyalarına benzeteceği üst notalar, Eau d'Hermes, Acqua di Parma Colonia, Yves Saint Laurent Pour Homme düzleminde. İlerleyen dakikalarda kokuda büyük değişim olmuyor. Tozlu-otsu limonun önderliğinde devam eden turunçgillere, biraz meşe yosunu ve tozlu baharatlar ekleniyor. Karanfil ve tarçın olduğunu düşündüğüm baharatlar çok öne çıkmıyor. Ayrıca keskin ve tatlı da değiller. Parfümün ilk bir saatlik kısmı böyle devam ediyor. İkinci kısımda baharatlar geri çekilirken, limonsu tozlu turunçgillere hatırı sayılır oranda deri katılıyor. Bu andan itibaren aromatik ve neredeyse ferah deri başrole geçiyor. Çok güzel bir vetiver de arka planda hissediliyor. Deri hafiften hayvansal kokuyor ama bir Eau d'Hermes'teki kadar bariz değil. Vanilya derinlerde bir yerde gizlenmiş. Ancak çok dikkatli koklanırsa fark ediliyor. O da neredeyse hiç tatlılık barındırmıyor. İşte parfümün ikinci kısmı da bu şekilde gerçekleşiyor. Deri, vetiver, vanilya ve meşe yosunu ile desteklenmiş limonun verilişi gayet başarılı.

Versace L'Homme, günümüzde görmeye alışık olmadığımız erkeksi bir kurulukta ve tozlulukta ilerliyor. Limonun verilişi çok rafine ve asil. Blenheim Bouquet tarzı limon, gayet aristokratik, ciddi ve şık. 1980'lerin şiprelerinin neredeyse tamamında görülen bu tarz limonun, 1984 çıkışlı L'Homme'da da kullanılmış olması gayet normal. Genç arkadaşların muhtemelen burun bükeceği bu limonsuluk, eski dünyanın yüksek kaliteli kolonyalarını anımsatıyor. Bence başlangıç kısmı nefis. Fesleğen önderliğindeki aromatik otlar, yapaylıktan uzak ve limona müthiş bir hava katıyor. Aromatik otlar, kokuyu ferahlıktan biraz daha ilkbahar kullanımına yaklaştırıyor. Başlardaki meşe yosunu yine güzel bir sürpriz yaparak sınırlı da olsa kendisini gösteriyor. Baharatlar, tam olması gerektiği gibi.


Parfümün ikinci kısmı, derinin hakimiyetinde gerçekleşiyor. Otsu limon sonlara doğru etkisini kaybediyor. Deriye, koku tenden uçana kadar vanilya ve meşe yosunu eşlik ediyor. Deri sert ve kaba değil, gayet kibar, yumuşacık, kadifemsi ve rafine. Parfümün başlangıcındaki nota zenginliği ve coşku, ikinci bölümde pek olmasa da hala kaliteli ve yapaylık yok. Diyebilirim ki Versace, L'Homme ile hiç de fena iş çıkarmamış.

Şu bir gerçek ki, L'Homme, günümüzün parfüm trendlerine çok uzak ve bihaber. Hatta umurunda bile değil. Çünkü o, geleceğin değil, geçmişin, eski dünyanın, soğuk savaş yıllarının, takım elbise giyilen toplantıların, şıklığına önem veren centilmenlerin, maço olmayan erkeksiliğin, kibarlığın kokusu.

Evet o kesinlikle ucuz maçolardan değil. Sert erkeklerin kokusu da değil. Motosiklet çetesi üyelerine de uymayacaktır. O, Antaeus, Fahrenheit, Yatagan veya Bandit kadar karanlık, sert, acımasız ve ödünsüz değil. Parlak, açık, uzlaşmacı, demokrat, naif, yakışıklı, karizmatik, Akdenizli İtalyan şıklığının parfümü. Eğer New York, Eau de Guerlain, Derby, Bois du Portugal gibi parfümleri seviyorsanız, L'Homme'a mutlaka şans vermelisiniz. Muhtemelen pişman olmazsınız.


Yukarıda da bahsettiğim gibi L'Homme'un eski formülasyonunu bulabilirseniz çok şanslısınız. Ülkemizde olacağını pek sanmıyorum ama yurtdışı merkezli açık arttırma sitelerinde bulunabilir. Yeni yani güncel formülasyonu çoğu kişi beğenmemiş ve vasat olduğunu belirtmiş. Artık bundan sonrası da biraz sizlere düşüyor. Her şeyi Parfüm Merakı'ndan beklemeyelim :)

Parfüm kritikçisi Luca Turin, Versace L'Homme'u turunçgil zencefil olarak sınıflandırmış. Beş üzerinden dört puan vererek oldukça beğenmiş. Ben de bu notunda bay Turin'e tüm içtenliğimle katılıyorum.

Aralık ayının ılıman sayılabilecek günlerinde kullandığım L'Homme, ilkbahar-sonbahar döneminde kullanmanın iyi fikir olacağını düşündürttü bana. Başlangıcındaki ferah limonsu yapı, çok soğuk kış günleri için kullanışlı olmayabilir. Sonlardaki deri ise sıcak yaz günleri için uygun olmayabilir. Bence en güzel kullanım dönemi bahar aylarıdır diyorum. Yaş olarak ise 35 hatta 40'ına gelmiş erkeklerin tercih etmesinde fayda var. Genç delikanlı kokusu değil. Belli bir yaş ve olgunluk istiyor.


Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/8

17 yorum:

  1. Yurt dışından parfüm ne şekilde elinize ulaşıyor ? Paylaşırsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yurtdışından parfüm almak, geçtiğimiz yıllarda çıkan bir genelge ile yasaklandı. Durumda bir değişme yok ne yazık ki.

      Sil
  2. Merhaba, bunu görmüş müydünüz?
    http://www.gumrukmallarisatisi.com/tom-ford-tobacco-vanille-eau-de-tester-erkek-parfum-50-ml--urun210.html

    YanıtlaSil
  3. Raşit Bey merhaba,
    Geçenlerde bir internet sitesinden çok uygun fiyata L'Homme aldım. Kutusu ve şişesi ilk resimdeki gibi. Acaba sizin elinizdeki de (vintage olan) öyle mi? Belki benim aldığım da (1984 üretimi olmasa bile) reformülasyon geçirmemiş olanıdır. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,

      Eğer aldığınız şişe ilk resimdeki gibiyse 2000'li yılların L'Homme'unu almışsınız. Sizdeki büyük ihtimalle reformülasyon geçirmiş şişelerden. Eski versiyonu üçüncü resimdeki şişeler. Benim kullandığım da 2000'li yılların L'Homme'uydu. Zaten ilk versiyonu bulmak artık neredeyse imkansız. Keşke bulabilsek.

      Sil
    2. Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim Raşit Bey, ilgi çekici ve güzel yazılarınızın devamını dilerim.

      Sil
  4. Parfümü sanki biraz Caron Third Man'e benzettim. Hatta biraz değil baya benziyor. Kokusu çoğu niş parfümden kat kat daha güzel. Ama kalıcılığı ve fark edilirliği sanki biraz düşük. Reformulasyonlarla bozulan genelde farkedilirlik ve kalıcılık oluyor sanırım.

    YanıtlaSil
  5. Sizce de tütün kolonyasıni andırmıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tütün kolonyasının merkezinde yaşayan birisi olarak bence benzemiyor. L'Homme'da bol miktarda turunçgil var. Tütün kolonyalarında bu kadar turunçgil olmuyor.

      Sil
  6. Sadece ben değil, çevremdeki herkes tütün kolonyasina benzetti kokuyu. Acaba markafoni sahte parfüm falan mi sattı ki bana? Bu arada yanıtınız için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülkemiz insanı biraz eski kokuları tanımlarken genellikle tütün kolonyasına benzetir. Ferah kokuları da limon kolonyasına benzetir. Koku algısı ile ilgili olabilir bahsettiğiniz durum.

      Markafoni gibi bir sitenin sahte satacağını sanmıyorum. Size gelen son formülasyonu büyük ihtimalle. Benim kullandığım eski formülüydü. Yeni formülü genel olarak beğenilmiyor.

      Sil
  7. Tekrar teşekkür ederim. Son olarak, eğer denediyseniz hugo boss red yorumunuzu da merak ediyorum. İyi günler dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim. Hugo Boss Red'i henüz denemedim ne yazık ki.

      Sil
  8. Hugo Boss parfümlerine -haklı olarak- ön yargılı oldugunuzu biliyorum. Ancak bir yerlerden bulursanız Hugo Red'i bir deneyin. Bence bu sefer olmuş..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında önyargım yok ama bir türlü anlaşamıyoruz Hugo Boss'lar ile. Red'i aklımın bir köşesine yazayım :)

      Sil
    2. Versace Pour Femme Oriental Oud isimli kokunun incelemesini ve yorumlarınızı rica etmemiz mümkün mü?

      Sil
    3. Elimde bulunmuyor ne yazık ki.

      Sil