6 Aralık 2015 Pazar

Van Cleef & Arpels Pour Homme (1978)

19. yüzyılın sonlarına doğru, Estelle Arpels isimli genç kız, Alfred Van Cleef adındaki delikanlıyla tanışmıştı. Estelle Arpels’in babası değerli taşlar satan bir tüccardı. Alfred Van Cleef’in babasıysa değerli taşları kesip, işleyen bir zanaatkardı. Bu iki gencin aşk hikayesi, kendilerinin bile tahmin edemeyeceği büyük maceraya dönüşecekti. 1895 yılında evlendiler. Genç aşıkların çok ortak noktaları vardı: Gençlere özgü coşkuları, öncü ruhları, ailelerine bağlılıkları ve tabii ki değerli taşlara olan tutkuları.

Ama her şeyden önce, iki aşık, beraberce hayata kalıcı bir eser vermek istiyorlardı. Bu arzu, onları Van Cleef & Arpels markasına kadar götürdü. 1906 yılında, Van Cleef & Arpels’in ilk mağazası Paris Place Vendome’de açıldı. İlerleyen yıllarda değerli taşlardan dünyanın en güzel takılarını yapıp satmaya devam ettiler. İki genç aşığın başarıları, büyüleyici aşk hikayeleriyle birlikte günümüze kadar geldi.

 

2015 yılının son günlerini yaşadığımız Aralık ayı itibariyle, dünyanın en önemli takı, değerli taş üreticisi ve satıcılarından birisi olarak yerini almış durumda Van Cleef & Arpels. Diğer mücevherat firmaları gibi parfümlerin ışıltısına karşı koyamadılar ve parfüm işine girdiler. Gerçi Bulgari kadar popüler olamadı parfümleri bir türlü. Parfümlerinin çoğunun üretimi bitirilmiş durumda. Markanın ilk eseri, Jean Claude Ellena’nın erken dönem tasarımı First (1976) idi. İki yıl sonra da ilk erkek parfümleri Van Cleef & Arpels Pour Homme piyasaya sürüldü. Çoğu kullanıcı tarafından “en iyi klasik erkek parfümlerinden birisi” olarak anılan Van Cleef & Arpels Pour Homme’un, simsiyah şişesi ve erkeksi kokusuyla ilgi çekmemesi zor görünüyor.

Van Cleef & Arpels Pour Homme’un başlangıcı keskin turunçgillerle gerçekleşiyor. Eski tarz bergamot, modası geçmiş aromatik otlar, tarihi artemisya üst notaları domine ediyor. İlk saniyelerde, onun 1970’li yılların sonlarını idealize ettiği anlaşılıyor. Tozlu ve ultra erkeksi bergamot çok çarpıcı, demode ama artemisya ile birleşince enfes. Normalde artemisya içerikleri maskülenleri sevmem ama onun başlangıcı etkileyici. Orta bölümde şikayet edilen sabunsu hissiyat var. Çok ağır olmayan deriye, kuru baharatlar eşlik ediyor. Bir de metalik sedir ağacı algılıyorum. Son kısım tabii ki şahane. Müthiş ve çekingen meşe yosunu ve yarı karanlık paçuli öyle uyum içindeler ki, kelimelerle anlatmaya çalışmanın anlamı yok.

Görülüyor ki, müthiş bir beyefendi klasiği ile karşı karşıyayız. Markanın kendi sitelerindeki “Erkek parfümleri dünyasının harika klasiği” tanımı, onu yeterince anlatıyor. Evet o, 1970’li yılların aromatik deri şiprelerinden birisi. Neredeyse hiç tatlılık yok. Gayet kuru ve tozlu kokuyor. Başlangıcı aromatik, orta kısmı deri ve sonları şipre. Başlangıçtaki saldırgan turunçgilleri, nostaljik bergamot kolonyalarına benzetebiliriz. Hatta dedenizin evinde bulunan ve çok uzun zamandır kullanılmayıp, ahşap komidinin üzerinde duran kolonyaları andırıyor adeta. Bence artemisya eşlik ediyor bergamota. Geçmişteki deneyimlerim artemisyanın o tuhaf kokusunu sevmemem gerektiğini fısıldıyor zihnime ama Van Cleef & Arpels Pour Homme’un üst notalarını elimde olmadan benimseyiveriyorum.

 

Orta bölümde biraz ayrışma ve seyreltilme hissiyatına sahip. Sert ve sağlam deri kullanımı yok. Baharatlarla uyumlu, azıcık hayvansal ve eski deri var. Biraz karanlık ama başlangıcı kadar rafine değil. Başlangıcındaki gibi hala tatlılık yok orta bölümde. Çoğu yorumcu bu noktada sabunsuluktan şikayet ediyor ve belki de haklılar. Fakat orta kısmın bence en önemli sorunu, deriyle uyumsuz metalik sedir ağacı. Tabii parfümün oldukça eski olduğunu düşündüğümüzde, geçirdiği reformülasyonlar sonrasında bu hale geldiği düşünülebilir. Sonları bana göre en güzel kısım. Adeta yemeğin sonunda gelen pasta gibi. Özlediğimiz meşe yosunu ve kuru paçuli, mutlu sonla kapanışı yapıyor.

Şüphesiz ki o, 2015 yılının dünyasına ait olmayan bir arkadaş. Edith Piaf’ların, Serge Gainsbourg’lerin, Jane Birkin’lerin döneminin kokusu. Zaten Van Cleef & Arpels Pour Homme’un, Serge Gainsbourg’un imza parfümü olduğunu öğrendiğimde hiç şaşırmadım. Elinde sigarasıyla, siyah-beyaz filmlerin yakışıklı jönlerinin kokusu olmalı Van Cleef & Arpels Pour Homme. Kırk yaş üzeri, genellikle takım elbise giyen, gizemli erkeklerin parfümü olmalı. Şehir kulübüne giden, briç oynayan, klasik arabalara meraklı erkeklerin üzerinden yayılması gerekiyor onun kokusu.

Orta kısımdaki küçük sorunları saymazsak, gayet başarılı bir erkeksi çalışma ve dedikleri gibi tam bir klasik. Evet biraz karanlık, biraz hayvansal, biraz demode ama gayet karizmatik, duruşu olan, resmi ve mesafeli. Denemeden almak için uygun değil.

 

Van Cleef & Arpels Pour Homme’un kokusunu Louis Monnet tasarlamış ki adını ilk defa duyuyorum. EDT formunda. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği başlarda yüksek. İlerleyen saatlerde kendisini rahatlıkla hissettiriyor. Tam bir sonbahar-kış kokusu.

Koku Güzelliği:10/7

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder