12 Ocak 2016 Salı

Amouage – Journey Man (2014)

Batı ve Avrupa kültürünü biliriz, kahramanlarını tanırız, sinemasını seyrederiz hatta müziklerini bile bol bol dinleriz fakat dünyanın diğer tarafına yani doğuya gereken ilgiyi bir türlü göstermeyiz. Tabii bu durumun oluşmasında son iki yüz yıldır devam eden batı ülkelerinin hegemonyasının da etkisi var. Büyük ve güçlü ülkeler, kültürlerini ve dillerini bir şekilde dünyaya dayatır. Sanırım baskın medeniyet, kendilerinden daha zayıf medeniyetlere kabul ettirir üstünlüğünü. Zaten insanlığın bilinen tarihinde hemen hemen böyle olmamış mıdır?

Hollywood filmlerini gayet iyi biliriz, Amerikalı oyuncuları tanırız, yönetmenlerin filmlerini takip ederiz fakat Çin sineması pek ilgimizi çekmez. Muhakkak sinemaya tutku derecesinde bağlı kişiler Çin sinemasını az çok bilecektir fakat ortalama dünya vatandaşı tercihini bol aksiyonlu Hollywood filmlerinden yana yapacaktır. Çin sinemasının ilk adımlarının 1890’lı yıllara kadar gittiği söylenir. Çinlilerin sinema için “batının gölge oyunu” tabirini kullanması enteresan. Buradan acaba bir Batı karşıtlığı mı algılamalıyız yoksa Çinlilerin sinemayı gölge oyunu olarak gördüklerini mi çıkarmalıyız emin değilim.

Nasıl bir anlam çıkarsa çıksın, 1905 yılında Beijing Feng Tai adlı fotoğraf stüdyosunun patronu Ren Jingfeng’in çektiği ve Pekin Operası’ndan uyarlanan “Ding Jun Dağı” adlı filmin, Çin sinema tarihindeki ilk eser olduğu söylenir. Sonrasında birçok yönetmenin katılımıyla, Çin sineması sürekli gelişim çizgisini korumuş. Bugün Çin sinemasının dünyada çok büyük ağırlığı olmasa da yetiştirdiği önemli yönetmenleriyle, büyük adımlar atacağa benziyor. Ve Çin sineması sadece meraklılarının değil başkalarının da ilgisini çekiyor anladığımız kadarıyla. Mesela Christopher Chong’un.

cinli sinema

Amouage’da bir anlamda koku CEO’su olarak görevlendirilen Christopher Chong, 2014 yılında iki yeni parfüm sunumu yapmıştı. Journey isimli parfümlerin (erkek ve kadın) Çin sinemasından ve Shanghai Deco akımından ilhamını aldığı çoğu kaynakta mevcut. Çocukken Çin filmlerini izlemeyi sevdiğini belirtmiş olması yeterli bizim için. Christopher Chong’un, Journey isimli parfümlerin esin kaynağı olarak Çin sinemasını göstermesi, belki onun kökenine incelikli göndermeden ibarettir. Gerçi Amouage’ın sitesinde Journey Man’in “metamorfozun yolculuğunu tasvir ettiğini” yazması kafa karıştırıcı. Aslında bu metamorfoz kavramıyla ilgili yazacaklarım vardı ama konuyu daha fazla uzatmayayım ve parfüme geçeyim.

Yine kendi sitelerini referans verecek olursam Journey Man’ın, baharatlı ve odunsu olduğu ipucunu alıyoruz. Parfümün başlangıcı ekşi kırmızı meyveler, lezzetli baharatlar ve sıcak reçinelerle gerçekleşiyor. Üst notaların bende uyandırdığı duygu, kurutulmuş kırmızı meyvelerin üzerine serpilmiş tatlılığı az dumansı baharatlar. Açılışı enfes Journey Man’in. Orta kısma geçildiğinde sıcak baharatların etkisi devam ediyor. Mayhoş meyvelerse geride kalıyor. Orta bölümde harika bir tütsü ve dumansı-gizemli tütün ortaya çıkıyor. Tütsü kuru ve inanılmaz kaliteli. Tütün ise tam istediğim gibi sisli-isli ve neredeyse pipo tütünü gibi. Orta bölüm de harika. Son kısım sakinleşiyor. Huzurlu kuru tütsü tek başına kalıyor. Azıcık da köksü vetiver var. Üst ve orta bölümdeki detaylı yapı, sonlarda azalıyor ve tekdüzeleşiyor ama asla kötü değil.

Journey Man, baharatların, tütün ve tütsünün müthiş bir karışımı. Baharatlardan öne çıkan biber, keskin ama meyvemsilikle dizginlenmiş. Tütsü ve tütünün orta bölümdeki uyumu görülmeye değer. Nasıl oluyor bilmiyorum ama orta bölümde zaman zaman Ambre Russe’deki o içkimsi-dumanlı havayı anımsattı biraz. Hatta başlangıcı biraz Fille en Aiguilles’i bile andırıyor. Fakat Journey Man, daha dumansı, tütsülü, tütünlü ve kuru. Tatlılık oldukça az.

afisli yen

Diyebilirim ki uzun zamandır bu kadar severek kullandığım bir parfüme rastlamadım. Her şey tam istediğim gibi. Tütsü, sıcak reçineler, ekşimsi baharatlar ve diğerleri. Gayet zengin ve detaylı. Amouage’a yakışacak denli karakteristik ve lüks. Son birkaç Amouage deneyimim pek iç açıcı değildi ama 2014 çıkışlı bu eser, övgüyü hak ediyor. Jubilation XXV ile birlikte favori Amouage’lardan birisi oluyor benim için.

Arap-Orta Doğu esintisi yok ama gizemli ve sıcak kokusu adeta bizi o coğrafyaya götürüyor. Fransız gibi davranan Arap soylusu adeta Journey Man. Bu anlamda Christopher Chong’u tebrik etmek gerekiyor. Kaliteden ödün verilmemiş. Bütün notalar tek tek hissedilebiliyor ve yapaylığa asla yer yok. Açıkçası ilk başta parfümü Alberto Morillas gibi piyasa işi eserlere imza atan birisinin tasarlamasını yadırgamıştım. Kullanım döneminden sonra ise Alberto Morillas’ın harika iş çıkardığını kabul ediyorum.

Journey Man, ismi gibi sizi seyahate çıkarır mı bilemiyorum fakat vaat ettiği yolculuğu sevdiğimi itiraf etmeliyim. Hem modern hem de günümüzün piyasa parfümlerinden ayrılan duruşu ile saygımı kazanmış durumda. Eğer bu tarz erkek parfümü arıyorsanız ve oldukça yüksek fiyat etiketini dert etmeyecekseniz, gönül rahatlığıyla öneririm. Siz yine de denemeden almayın.

buyuk yakin

Eau de Parfum (EDP) formunda. Kalıcılığı kıyafet üzerinde iyi ama ten üzerinde rakipleri kadar iddialı değil. Fark edilirliği diğer Amouage’lara göre biraz düşük. Kıyafet üzerinde pek ilginç ve zengin kokmazken, tende bütün hünerini gösteriyor. Özellikle ten üzerinde denemenizi tavsiye ederim. Otuz yaş üzeri erkeklere yakışacaktır. Genç işi değil kokusu. Tam bir soğuk kış parfümü. Havanın buz gibi olduğu ya da kar yağdığı günlerde, onun sıcak aroması içinizi ısıtmakta zorlanmayacaktır.

Koku Güzelliği:10/8.5

Guerlain - L'Instant de Guerlain Pour Homme (2004)

Ortadoğu ya da Arap kültüründen geldiği düşülen Arak içkisinin tarihi çok eskilere dayanıyor. Saydam, şekersiz, distile bir alkol türü olarak bilinen Arak’ın, Arapçada ter veya sert meyve suyu anlamına geldiği söyleniyor. Hatta başka kültürlerle ilişkisinden bile bahsediliyor Arak’ın. İlk olarak Ortadoğu’daki Musevi ve Hıristiyan azınlıklar tarafından geliştirilmiş olduğu tahmin ediliyor.

Ortadoğu coğrafyasından, önce Avrupa’ya, sonrasında Asya kıtasına doğru yayılmış Arak içkisi. Sadece damak tadı için değil, dini ayinlerde tanrılara adak olarak sunulurmuş Arak. Ve 2016 yılının Ocak ayının soğuk bir gününde, Parfüm Merakı rumuzlu sanal internet kişisi, Guerlain’in L’Instant de Guerlain Pour Homme isimli parfümünü kullanmaya başlar. Bir de bakar ki 2004 çıkışlı bu parfümün üst notaları, Arak içkisinden ilhamını almıştır. İşin ilginç kısmı üst notaları Arak’tan esinlenmiş bu uzun isimli parfümün sonları da gourmand öğelerden ilhamını almış.

L’Instant de Guerlain Pour Homme’un, markanın eski ve muhteşem klasiklerinden yeni nesil kokulara geçiş köprüsü olarak düşünebiliriz. Guerlain’ın aynı soy isimli aileden, LVMH grubuna geçmesiyle, eski büyüsünü kaybettiği hep söylenir. Louis Vuitton’a geçen Guerlain markasının, o şaşalı eski klasikler kadar olmasa da başarılı işlere imza attığı muhakkak. 2003 çıkışlı ilk L’Instant’ın, kadın parfümü olarak yerini almasından bir yıl sonra Pour Homme olarak erkek versiyonu da piyasaya sürüldü. Geçen yılların ardından L’Instant de Guerlain Pour Homme’un, markanın sevilen ve çok satan eserlerinden birisi haline geldiğini söyleyebiliriz.

daha afis

Kendi sitelerinde ışıltılı odunsu olarak sınıflandırılmış ve ferah, sıcak, tensel yönü vurgulanmış. Ayrıca hem sıcak hem de soğuk bir kontrast sağlaması düşünülmüş. Parfümün başlangıcı kremsi sayılabilecek turunçgillerle gerçekleşiyor. Aslında tam kremsi de değil daha çok anasonla karamelize edilmiş turunçgil gibi. Açıklanan notalarında limon ve bergamot var ama muhtemelen ikisi de değil. Üst notaları ferah olmayan tatlı anasonlu turunçgillerle gerçekleşiyor. Modern ve hoş başlangıcını sevdim. Orta kısımda kakao devreye giriyor. Buradaki kakao tam olarak çikolatamsı koyulukta değil. Tatlı turunçgille birlikte verilmiş kakao, lezzetli ama karanlık sayılmaz. Birazcık da baharatlar var sanki fakat anasonlu kakaolu turunçgilin etkisi daha fazla diyebilirim. Son kısımda yumuşak ve sıradan odunsu notalar devreye giriyor. Kapanışı eh işte.

L’Instant de Guerlain Pour Homme, yer yer reçineli, yer yer tatlı baharatlı, yer yer paçuli etkili, aromatik sayılabilecek ve ağır-ağdalı olmayan turunçgilli kakao kokusuna sahip. Şanslıyız ki çok tatlı veya şekerli değil. Tatlılık gayet yerinde verilmiş. Steril sayılabilecek tatlı turunçgil, en iyi örneklerden birisi adeta. Parfümün bu kadar sevilmesinin sebebi muhtemelen bu güzel tatlı turunçgiller ve tabii onun paçuli-kakao ile olan başarılı birleşimi. Parfümün üzerinde hayalet gibi dolaşan anason, baskın değil. Aramın iyi olmadığı anason, burada rahatsız edici değil.

L’Instant de Guerlain Pour Homme, belki de yeni nesil Guerlain parfümlerinin nasıl yol haritası izleyeceğinin ipuçlarını veriyor. Modern, tatlı, turunçgilli, tatlı baharatlı ve anason. Bu elemanların birçoğu yakın tarihli parfümlerde izlenebilir. Guerlain’in farkı, kalite hissiyatının bir nebze yüksek olması denebilir. Harika bir parfüm olmasa da, kullanan çoğu kişinin sevebileceği, güvenli sayılabilecek, övgüler alınabilecek yapısı var. Her ne kadar Dior’lardan erken piyasaya sürüldüyse de Dior Homme-Dior Homme Intense ikilisini çağrıştırıyor bana. Belki tamamen psikolojiktir bu durum.

cam onu

Sonuç olarak fena parfüm değil L’Instant de Guerlain Pour Homme. Kimilerinin onu “Shalimar’ın erkek versiyonu” olarak değerlendirmesini ise pek anlayamadım çünkü Shalimar ile büyük benzerliğe rastlamadım. Klasiklerden olamayacak gibiyse de, dişli rakibi Dior’un Dior Homme-Dior Homme Intense ikilisine sıkı bir direnç noktası olabilir Guerlain için. Hermes’in ise bu tür modern, erkek kullanımına uygun, hafif kadınsı, tatlımsı baharatlı kakao-çikolata yarışına girmeye pek niyeti yok gibi şimdilik.

L’Instant de Guerlain Pour Homme’u, henüz kırk yedi yaşında hayata gözlerini yuman parfümör Beatrice Piquet tasarlamış. EDT formunda. Kalıcılığı yeterli, fark edilirliği biraz düşük. Sonbahar-kış mevsimlerinde kullanmak iyi fikir. Her yaştan erkeğin ilgisini çekebileceğini düşünüyorum.

Luca Turin’in kitabında yeşil turunçgil olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden dört puan verilmiş.

coklu siseler

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7

10 Ocak 2016 Pazar

Lancome – Tresor (1990)


Lancome – Tresor (1990)

"Aşk hazinedir.

Bu parfüm, Tresor'un çiçekli, meyveli, pudralı ve kehribarlı notalarını yansıtır. Özel tasarım şişesi, ellerinize bir armağan gibi yerleşir. Çünkü aşk bir hazinedir ve kadını üzerinde taşıdığı parfüm kadar değerli ve göz kamaştırıcı kılar. Değerli aşk dolu anlarda her gün taşınacak, ebedi aşkın simgesi olan bir hazine.

Tresor'un başlangıcı, şeftali lezzetinin duru ve beyaz aurasında kuşattığı, gül ve kayısı çiçeğinin kanatlanışı gibidir. İnci çiçeği, vanilya, heliotropium ve iris onları şehvetle, içleri ürpererek izler. Çiçeklerin tazeliği, meyvelerin cazibesi, güzel kokulu tozların değerli okşayışı... Tresor bunların tümü ve belki de daha fazlası: Kehribar kalpli bir gül... Onun sırrı, akıl ve kalbin kaynaştığı, bu mükemmel ilk uyumda gizli.

Seçkin, kibar ve tümüyle unutulmaz bir iz bırakmak için sandal ağacı ve misk, bu hazineyi teninizde kalıcı kılarlar."

1990 yılında doğan bir parfüm Tresor. Ünlü klasikleriyle bilinen Lancome'un, muhtemelen en sevilen kadın parfümü olarak gösterilebilir. Ne yazık ki Lancome birçok önemli klasiğinin üretimlerini bitirip yerine yeni nesil parfümlerini piyasaya sürse de Tresor gibi eserleri hala rağbet görüyor. Tresor parfümleri koca bir seri haline geldi neredeyse. 2016 yılının başlarına geldiğimizde Tresor isimli on dokuz farklı parfüm var. Yani klasik Tresor'un ardından on sekiz devam parfümü piyasaya sürülmüş. Sadece bu bilgi bile, Lancome'un Tresor ismine ne kadar önem verdiğini ispatlıyor. 2015 yılında bile hala Tresor'un devam parfümleri piyasaya sürülüyordu.


Bu şöhretli ve çok satan parfümün başlangıcı tatlı meyvelerle gerçekleşiyor. Kayısı-şeftali benzeri meyvemsilik eski ve olgun kokuyor. Alttan az da olsa bergamot geliyor sanki. Üst notalar kadınsı meyvelerin etkisinde. Fena değil diyebilirim. Orta kısımda şeftali-kayısıya çiçekler ekleniyor. Yasemin, süsen ve gülün ağırlığından söz edebilirim. Orta kısım benim için biraz fazla çiçeksi. Son bölüm bence en güzel yeri. Kapanışta çiçekler ve meyveler geri plana geçiyor. Ortaya leziz vanilya çıkıyor. İnsanın yiyesi geliyor alt notaları.

Tresor, meyveli-çiçeksi olarak sınıflandırılabilir. Meyveler ile çiçeklerin kadınsı ve olgun birleşimi gibi. Normalde meyveli-çiçeksi parfümler fazla "kızsal" ya da "çocuksu" hissiyat verir. Çünkü bu tür parfümler çoğu zaman ucuz, tanıdık, kadın deodorantlarına ya da bir yorumcunun dediği gibi el-yüz kremlerine benzeyebilir. Tresor'da durum o kadar kötü değil neyse ki.

Tresor, ekşi ve ferah olmayan meyvelerin hakimiyetinde. Zaten kendi sitelerinde şeftali ve kayısıdan bahsetmişler. Buradaki meyveler çocuksu değil, üst yaş gruplarını hedefleyecek şekilde hafiften pudralı ve oldukça tatlı. Neredeyse 1980'lere ait parfümün bu kadar tatlı olması şaşırtıcı. Yeni nesil parfümlerde alıştığımız fazlaca tatlılık, yirmi altı yaşındaki Tresor’da önümüze çıkıyor. Evet biraz fazla tatlı ve benim için fazla çiçeksi-pudralı Tresor. Bu anlamda kendime yakın bulmasam da yaşı otuz hatta otuz beş yaşın üzerindeki kadınlara yakışacağını düşünüyorum.


Sizin aklınıza ne gelir bilemiyorum ama şeftali-kayısı ve kadın parfümü deyince aklıma ilk önce Mitsouko gelir. Tresor, koku olarak Mitsouko'ya çok benzemese de genel karakter anlamında andırıyor. Tresor'daki fazlaca tatlılık onu günümüzün modern parfümlerine yaklaştırsa da kokusu her seferinde nostaljik mesajlar veriyor. Bu eski hissiyat muhtemelen pudramsılıktan geliyor.

Yapaylığın fazlaca hissedilmediği Tresor, günlük kullanıma uyabilecek hoş parfüm fakat benim için daha fazlası olamadı. Evet o önemli bir klasik ve saygı duymamız gerekiyor fakat hak etmediği kadar övmek de doğru olmaz. Bilemiyorum belki de benim üzerimde iyi durmadı. Otuzlu yaşlarının sonlarındaki bir kadına daha fazla yakışacağına eminim. Onun tam anlatamadığım hüzünlü ve kadınsı tarafı, geçmişteki güzel günlerinize götürebilir sizi. Beni dinlemeyin yine de bir şans verin ona.

Luca Turin'in kitabında pudralı gül olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden dört puan verilmiş. Tresor'un yakın zamanda tanıtım yüzü olan Penelope Cruz'un da sadık bir kullanıcısı olduğunu öğreniyoruz. Hatta şöyle söylemiş Penelope Cruz: "Tresor hayatımın parfümüdür. Gençlik yıllarımdan bu yana kullanırım." Başka ünlü kullananları da varmış Tresor'un. Mesela, Ines Sastre, Isabella Rossellini, Jennifer Connelly, Kate Winslet (Tresor ilk kullandığı parfümmüş) ve Lisa Niemi.


Tresor'un tasarımını bugün ünlü bir isim olan  Sophia Grojsman yapmış. Eau de Parfum (EDP) formunda. Kalıcılığı fena değil. Fark edilirliği biraz düşük. Sıcak yaz mevsimi dışında her zaman kullanılabilir.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6

7 Ocak 2016 Perşembe

Amouage – Journey Man (2014)


Amouage – Journey Man (2014)

Batı ve Avrupa kültürünü biliriz, kahramanlarını tanırız, sinemasını seyrederiz hatta müziklerini bile bol bol dinleriz fakat dünyanın diğer tarafına yani doğuya gereken ilgiyi bir türlü göstermeyiz. Tabii bu durumun oluşmasında son iki yüz yıldır devam eden batı ülkelerinin hegemonyasının da etkisi var. Büyük ve güçlü ülkeler, kültürlerini ve dillerini bir şekilde dünyaya dayatır. Sanırım baskın medeniyet, kendilerinden daha zayıf medeniyetlere kabul ettirir üstünlüğünü. Zaten insanlığın bilinen tarihinde hemen hemen böyle olmamış mıdır?

Hollywood filmlerini gayet iyi biliriz, Amerikalı oyuncuları tanırız, yönetmenlerin filmlerini takip ederiz fakat Çin sineması pek ilgimizi çekmez. Muhakkak sinemaya tutku derecesinde bağlı kişiler Çin sinemasını az çok bilecektir fakat ortalama dünya vatandaşı tercihini bol aksiyonlu Hollywood filmlerinden yana yapacaktır. Çin sinemasının ilk adımlarının 1890'lı yıllara kadar gittiği söylenir. Çinlilerin sinema için "batının gölge oyunu" tabirini kullanması enteresan. Buradan acaba bir Batı karşıtlığı mı algılamalıyız yoksa Çinlilerin sinemayı gölge oyunu olarak gördüklerini mi çıkarmalıyız emin değilim.

Nasıl bir anlam çıkarsa çıksın, 1905 yılında Beijing Feng Tai adlı fotoğraf stüdyosunun patronu Ren Jingfeng'in çektiği ve Pekin Operası'ndan uyarlanan "Ding Jun Dağı" adlı filmin, Çin sinema tarihindeki ilk eser olduğu söylenir. Sonrasında birçok yönetmenin katılımıyla, Çin sineması sürekli gelişim çizgisini korumuş. Bugün Çin sinemasının dünyada çok büyük ağırlığı olmasa da yetiştirdiği önemli yönetmenleriyle, büyük adımlar atacağa benziyor. Ve Çin sineması sadece meraklılarının değil başkalarının da ilgisini çekiyor anladığımız kadarıyla. Mesela Christopher Chong’un.


Amouage'da bir anlamda koku CEO'su olarak görevlendirilen Christopher Chong, 2014 yılında iki yeni parfüm sunumu yapmıştı. Journey isimli parfümlerin (erkek ve kadın) Çin sinemasından ve Shanghai Deco akımından ilhamını aldığı çoğu kaynakta mevcut. Çocukken Çin filmlerini izlemeyi sevdiğini belirtmiş olması yeterli bizim için. Christopher Chong'un, Journey isimli parfümlerin esin kaynağı olarak Çin sinemasını göstermesi, belki onun kökenine incelikli göndermeden ibarettir. Gerçi Amouage'ın sitesinde Journey Man'in "metamorfozun yolculuğunu tasvir ettiğini” yazması kafa karıştırıcı. Aslında bu metamorfoz kavramıyla ilgili yazacaklarım vardı ama konuyu daha fazla uzatmayayım ve parfüme geçeyim.

Yine kendi sitelerini referans verecek olursam Journey Man'ın, baharatlı ve odunsu olduğu ipucunu alıyoruz. Parfümün başlangıcı ekşi kırmızı meyveler, lezzetli baharatlar ve sıcak reçinelerle gerçekleşiyor. Üst notaların bende uyandırdığı duygu, kurutulmuş kırmızı meyvelerin üzerine serpilmiş tatlılığı az dumansı baharatlar. Açılışı enfes Journey Man'in. Orta kısma geçildiğinde sıcak baharatların etkisi devam ediyor. Mayhoş meyvelerse geride kalıyor. Orta bölümde harika bir tütsü ve dumansı-gizemli tütün ortaya çıkıyor. Tütsü kuru ve inanılmaz kaliteli. Tütün ise tam istediğim gibi sisli-isli ve neredeyse pipo tütünü gibi. Orta bölüm de harika. Son kısım sakinleşiyor. Huzurlu kuru tütsü tek başına kalıyor. Azıcık da köksü vetiver var. Üst ve orta bölümdeki detaylı yapı, sonlarda azalıyor ve tekdüzeleşiyor ama asla kötü değil.

Journey Man, baharatların, tütün ve tütsünün müthiş bir karışımı. Baharatlardan öne çıkan biber, keskin ama meyvemsilikle dizginlenmiş. Tütsü ve tütünün orta bölümdeki uyumu görülmeye değer. Nasıl oluyor bilmiyorum ama orta bölümde zaman zaman Ambre Russe'deki o içkimsi-dumanlı havayı anımsattı biraz. Hatta başlangıcı biraz Fille en Aiguilles'i bile andırıyor. Fakat Journey Man, daha dumansı, tütsülü, tütünlü ve kuru. Tatlılık oldukça az.


Diyebilirim ki uzun zamandır bu kadar severek kullandığım bir parfüme rastlamadım. Her şey tam istediğim gibi. Tütsü, sıcak reçineler, ekşimsi baharatlar ve diğerleri. Gayet zengin ve detaylı. Amouage'a yakışacak denli karakteristik ve lüks. Son birkaç Amouage deneyimim pek iç açıcı değildi ama 2014 çıkışlı bu eser, övgüyü hak ediyor. Jubilation XXV ile birlikte favori Amouage'lardan birisi oluyor benim için.

Arap-Orta Doğu esintisi yok ama gizemli ve sıcak kokusu adeta bizi o coğrafyaya götürüyor. Fransız gibi davranan Arap soylusu adeta Journey Man. Bu anlamda Christopher Chong'u tebrik etmek gerekiyor. Kaliteden ödün verilmemiş. Bütün notalar tek tek hissedilebiliyor ve yapaylığa asla yer yok. Açıkçası ilk başta parfümü Alberto Morillas gibi piyasa işi eserlere imza atan birisinin tasarlamasını yadırgamıştım. Kullanım döneminden sonra ise Alberto Morillas'ın harika iş çıkardığını kabul ediyorum.

Journey Man, ismi gibi sizi seyahate çıkarır mı bilemiyorum fakat vaat ettiği yolculuğu sevdiğimi itiraf etmeliyim. Hem modern hem de günümüzün piyasa parfümlerinden ayrılan duruşu ile saygımı kazanmış durumda. Eğer bu tarz erkek parfümü arıyorsanız ve oldukça yüksek fiyat etiketini dert etmeyecekseniz, gönül rahatlığıyla öneririm. Siz yine de denemeden almayın.


Eau de Parfum (EDP) formunda. Kalıcılığı kıyafet üzerinde iyi ama ten üzerinde rakipleri kadar iddialı değil. Fark edilirliği diğer Amouage'lara göre biraz düşük. Kıyafet üzerinde pek ilginç ve zengin kokmazken, tende bütün hünerini gösteriyor. Özellikle ten üzerinde denemenizi tavsiye ederim. Otuz yaş üzeri erkeklere yakışacaktır. Genç işi değil kokusu. Tam bir soğuk kış parfümü. Havanın buz gibi olduğu ya da kar yağdığı günlerde, onun sıcak aroması içinizi ısıtmakta zorlanmayacaktır.

Koku Güzelliği:10/8.5

4 Ocak 2016 Pazartesi

Guerlain - L'Instant de Guerlain Pour Homme (2004)


Guerlain - L'Instant de Guerlain Pour Homme (2004)

Ortadoğu ya da Arap kültüründen geldiği düşülen Arak içkisinin tarihi çok eskilere dayanıyor. Saydam, şekersiz, distile bir alkol türü olarak bilinen Arak'ın, Arapçada ter veya sert meyve suyu anlamına geldiği söyleniyor. Hatta başka kültürlerle ilişkisinden bile bahsediliyor Arak'ın. İlk olarak Ortadoğu'daki Musevi ve Hıristiyan azınlıklar tarafından geliştirilmiş olduğu tahmin ediliyor.

Ortadoğu coğrafyasından, önce Avrupa'ya, sonrasında Asya kıtasına doğru yayılmış Arak içkisi. Sadece damak tadı için değil, dini ayinlerde tanrılara adak olarak sunulurmuş Arak. Ve 2016 yılının Ocak ayının soğuk bir gününde, Parfüm Merakı rumuzlu sanal internet kişisi, Guerlain'in L'Instant de Guerlain Pour Homme isimli parfümünü kullanmaya başlar. Bir de bakar ki 2004 çıkışlı bu parfümün üst notaları, Arak içkisinden ilhamını almıştır. İşin ilginç kısmı üst notaları Arak'tan esinlenmiş bu uzun isimli parfümün sonları da gourmand öğelerden ilhamını almış.

L'Instant de Guerlain Pour Homme'un, markanın eski ve muhteşem klasiklerinden yeni nesil kokulara geçiş köprüsü olarak düşünebiliriz. Guerlain'ın aynı soy isimli aileden, LVMH grubuna geçmesiyle, eski büyüsünü kaybettiği hep söylenir. Louis Vuitton'a geçen Guerlain markasının, o şaşalı eski klasikler kadar olmasa da başarılı işlere imza attığı muhakkak. 2003 çıkışlı ilk L'Instant'ın, kadın parfümü olarak yerini almasından bir yıl sonra Pour Homme olarak erkek versiyonu da piyasaya sürüldü. Geçen yılların ardından L'Instant de Guerlain Pour Homme'un, markanın sevilen ve çok satan eserlerinden birisi haline geldiğini söyleyebiliriz.


Kendi sitelerinde ışıltılı odunsu olarak sınıflandırılmış ve ferah, sıcak, tensel yönü vurgulanmış. Ayrıca hem sıcak hem de soğuk bir kontrast sağlaması düşünülmüş. Parfümün başlangıcı kremsi sayılabilecek turunçgillerle gerçekleşiyor. Aslında tam kremsi de değil daha çok anasonla karamelize edilmiş turunçgil gibi. Açıklanan notalarında limon ve bergamot var ama muhtemelen ikisi de değil. Üst notaları ferah olmayan tatlı anasonlu turunçgillerle gerçekleşiyor. Modern ve hoş başlangıcını sevdim. Orta kısımda kakao devreye giriyor. Buradaki kakao tam olarak çikolatamsı koyulukta değil. Tatlı turunçgille birlikte verilmiş kakao, lezzetli ama karanlık sayılmaz. Birazcık da baharatlar var sanki fakat anasonlu kakaolu turunçgilin etkisi daha fazla diyebilirim. Son kısımda yumuşak ve sıradan odunsu notalar devreye giriyor. Kapanışı eh işte.

L'Instant de Guerlain Pour Homme, yer yer reçineli, yer yer tatlı baharatlı, yer yer paçuli etkili, aromatik sayılabilecek ve ağır-ağdalı olmayan turunçgilli kakao kokusuna sahip. Şanslıyız ki çok tatlı veya şekerli değil. Tatlılık gayet yerinde verilmiş. Steril sayılabilecek tatlı turunçgil, en iyi örneklerden birisi adeta. Parfümün bu kadar sevilmesinin sebebi muhtemelen bu güzel tatlı turunçgiller ve tabii onun paçuli-kakao ile olan başarılı birleşimi. Parfümün üzerinde hayalet gibi dolaşan anason, baskın değil. Aramın iyi olmadığı anason, burada rahatsız edici değil.

L'Instant de Guerlain Pour Homme, belki de yeni nesil Guerlain parfümlerinin nasıl yol haritası izleyeceğinin ipuçlarını veriyor. Modern, tatlı, turunçgilli, tatlı baharatlı ve anason. Bu elemanların birçoğu yakın tarihli parfümlerde izlenebilir. Guerlain'in farkı, kalite hissiyatının bir nebze yüksek olması denebilir. Harika bir parfüm olmasa da, kullanan çoğu kişinin sevebileceği, güvenli sayılabilecek, övgüler alınabilecek yapısı var. Her ne kadar Dior'lardan erken piyasaya sürüldüyse de Dior Homme-Dior Homme Intense ikilisini çağrıştırıyor bana. Belki tamamen psikolojiktir bu durum.

Sonuç olarak fena parfüm değil L'Instant de Guerlain Pour Homme. Kimilerinin onu "Shalimar'ın erkek versiyonu" olarak değerlendirmesini ise pek anlayamadım çünkü Shalimar ile büyük benzerliğe rastlamadım. Klasiklerden olamayacak gibiyse de, dişli rakibi Dior'un Dior Homme-Dior Homme Intense ikilisine sıkı bir direnç noktası olabilir Guerlain için. Hermes'in ise bu tür modern, erkek kullanımına uygun, hafif kadınsı, tatlımsı baharatlı kakao-çikolata yarışına girmeye pek niyeti yok gibi şimdilik.


L'Instant de Guerlain Pour Homme'u, henüz kırk yedi yaşında hayata gözlerini yuman parfümör Beatrice Piquet tasarlamış. EDT formunda. Kalıcılığı yeterli, fark edilirliği biraz düşük. Sonbahar-kış mevsimlerinde kullanmak iyi fikir. Her yaştan erkeğin ilgisini çekebileceğini düşünüyorum.

Luca Turin'in kitabında yeşil turunçgil olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden dört puan verilmiş.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7