23 Mart 2012 Cuma

Chanel – Egoiste / L’Egoiste (1990)


Chanel – Egoiste / L’Egoiste (1990)  Markanın en önemli erkek parfümlerinden.

Uzun ve kabarık elbiseler, tüylü şapkalar, dantelli tokalar ve en önemlisi de bir erkeğin iki elinin çok rahat kavradığı bel ölçüleri yaratmak için kullanılan korseler... Hayattaki tek amaçları zengin ve saygın birisiyle evlenmek, kocalarına her daim çok güzel görünmek olan kadınlar... Asilliğin simgesi olarak beyaz ten, kadınlığın şartı olarak uzun saç. Ve bu ortamda kabarık kıyafetli kadınların arasında sade, siyah pantalonu, elinde sigarası ve kısa saçlarıyla beliren aykırı bir kadın: ‘Coco’ Chanel.

                                                                         Coco Chanel. 

Gabrielle Bonheur Coco Chanel, 1883’te Fransa’da dünyaya gelmiş. Babası onu bir yetimhaneye bırakmış. Babasının kendisini almak için hiçbir zaman dönmeyeceğini anlayan Chanel, 18 yaşına bastığında yetimhaneden çıkıp bir terzi dükkanında çalışmaya başlıyor. Bu arada şarkıcılık da yapan Chanel, söylediği bir şarkıdan dolayı “Coco” lakabını almış. Sahneye çıktığı bir akşam, varlıklı bir adam olan Etienne Balsan ile tanıştı ve onun aracılığıyla Paris sosyetesine girdi. İlk önce basit şapka tasarımlarıyla atıldığı moda dünyasına yıllar sonra Holywood’un ünlü aktrislerinin şapka tasarımcısı olarak damgasını vurdu.


Birinci Dünya Savaşı’nda kocaları savaşa giden kadınlar, tek başlarına ayakta durmayı öğrendiler. Bununla birlikte özgürlük arayışı içine giren kadınları yalnızca korseden kurtarmaya çalışmıyordu Chanel. Kadınları kafalarındaki korselerden, onları erkeklere bağımlı kılan ruhsal tembellikten kurtarmak istiyordu. “Moda, yalnızca kıyafetlerde var olan bir şey değil. O, her yerde. Moda, fikirlerle ilgili, yaşam şeklimizle, etrafımızda olup bitenlerle ilgili bir şey” (Coco Chanel)

Chanel, moda dünyasında yaptığı devrimlerin yanında özel hayatıyla da dikkat çekiyordu. Evli bir düke aşık olan ve dük karısından boşanıp kendisiyle evlenmediği için intihara kalkışan Chanel, makası tam karnına saplayacakken aynada kendisini görüyor ve saçlarını kesiyor. Bir gün ata binerken uzun, kabarık elbisesini sinirlenerek ortadan ikiye kesti ve böylece ilk kez kadınların pantolon giymesi fikrini ortaya attı. Yaşadığı dönemde yalnızca hayat kadınlarına özgü olan kırmızı ruj sürdü. Etrafındaki erkekler ne kadar onu yönettiklerini düşünseler de, onların toplumdaki baskınlığına karşı açtığı savaşını yine onları kullanarak kazandı. Bu kadar üne sahip olmasına rağmen pek mutlu olmadığı bilinen Chanel’in “Sahip olduklarım yerine düzgün bir kocam olmasını isterdim” demesi bunu kanıtlıyor. İlk defilesi ayın beşinde yapıldı ve ertesi gün basından büyük ilgi gördü. Bu yüzden uğurlu rakamı beş olarak kaldı ve her defilesi hâlâ ayın beşinde yapılıyor. Giderek ünlenen Chanel, parfüm ve kozmetik işine girdi. Bugün hâlâ çok ünlü olan “Chanel No.5” parfümünün adı da, uğurlu rakamından geliyormuş.

                                                              Coco Chanel çalışırken... 

Chanel hakkında bilinmeyen bir diğer ilgi çekici şey ise ülkemiz hakkında. 1930-1945 yılları arasında Türk askerinin kıyafetlerinde yenilikler yapmak isteyen Atatürk’ün, yaptığı araştırmalar sonunda o sıralar tasarımlarıyla tüm dünyada konuşulan Chanel’e Türk Silahlı Kuvvetleri için yeni bir tasarım yaptırması. TSK kıyafetlerinin son tasarımını yapan Arzu Kaprol da, kıyafetlerde beğendiği ve değiştirmek istemediği kısımların hep Chanel tarafından tasarlananlar olduğunu söylemiş. Buradan Mustafa Kemal’in ne kadar çağının ötesini görebilen bir entellektüel zekaya sahip olduğunu şaşırarak farkettim.


Bir moda tasarımcısından çok öte, bir tarz yaratıcısıydı Chanel. Ölümünün üzerinden 41 yıl geçmesine rağmen moda dünyasındaki etkileri hâlâ sürüyor. Bunun nedenini, kendi sözleriyle de açıklamak mümkün: “Moda geçer; kalıcı olan şey stildir.”
 
1971 yılında, 30 yıldır yaşadığı Paris’in Ritz Carlton otelindeki odasında ölmüş. Ölmeden önce son sözlerinden birisinin ise şu olduğu anlatılır:”Evet çok zenginim ve milyonlara sahibim. Ama o kadar yalnızım ki…”


Hakkında 50’den fazla kitap yazılmış ve hayatı filmlere konu olmuş bir ikon Coco Chanel. Dünya moda endüstrisini şekillendiren isimlerden birisi. Kimi kitaplarda biseksüel olduğu iddia ediliyor. Kimi kitaplarda uyuşturucu bağımlısı olduğu. Hatta Yahudi düşmanlığı bile isnat edilmiş. Chanel’in büyük başarılarla, büyük trajedilerle ve büyük hüzünlerle dolu hayatı kuşkusuz çok uzun yıllar konuşulacak.

Peki Chanel parfümleri denildiğinde aklınıza ne geliyor? Bu sorunun cevabı benim için çok açık: No.5. Aradan geçen onlarca yıla rağmen hala kadınların en sevdiği ve arzuladığı nesnelerden birisi. En çok satan listelerinde yıllardır en üst sıralarda. Sadece No.5 mı? Chance, Coco, Coco Mademoiselle, Cristalle, Allure gibi ismi çok sık geçen kadın parfümlerini saymazsak haksızlık olur. Fakat Chanel’in erkek parfümleri hakkında ne düşünürsünüz dersem sanırım cevap pek parlak olmayacak. Çünkü gördüğüm kadarıyla Chanel’in kadın parfümleri, erkek parfümlerinden çok daha fazla öne çıkıyor. Her ne kadar Antaeus, Pour Monsieur, Egoiste gibi önemli klasiklere imza atmış olsalarda yine de benim kafamdaki Chanel imajı hep kadın parfümleri üzerine. Belki de sadece bana öyle geliyor.

Artık yavaş yavaş Egoiste’e geçmek istiyorum. 1990’lı yılların başında piyasaya sürülmesine rağmen, 1980’lerin erkek parfümlerine çok benzediğini söyleyemem. Zaten Egoiste’in parfümler dünyasında özel bir yerinin olmasının sebebi de bu. Egoiste erkek parfümleri arasında yeni bir sayfa açmış gibi görünüyor. Bu durum onu klasikler arasına çoktan sokmuş.


Egoiste odunsu-baharatlı olarak sınıflandırılmış. Yoğun bir odunsuluk olmasada baharat kısmına kesinlikle katılıyorum. Parfümümüzün başlangıcı aromatik otlar, biraz lavanta ve tatlı turunçgil ile gerçekleşiyor. Açılışı bana turunçgil hissi verdi daha çok. Açıklanan üst notalarına baktığımda mandalina gördüm. Muhtemelen oradan geliyor bu turunçgil hissi. Biraz eski tarz bir başlangıcı var Egoiste’in. Tabiki 20 yıl önce piyasaya çıktığını unutmamak lazım.

Orta notalara gelindiğinde bu turunçgil hissi devam ediyor. Bu kısımda tatlımsı baharatlar devreye giriyor. Tarçın başrolde diyebilirim. Ayrıca erkeksi çiçeklerde hissediliyor. Üst notalarından çok daha güzel orta notalar. Zaten Egoiste’in asıl karakteri de buradan itibaren devreye giriyor. Ben gayet başarılı bulduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Son olarak alt notalara gelindiğinde sandal ağacı kendisini gösteriyor. Evet bu bölümde tam bir sandal ağacı hakimiyeti var diyebilirim. Biraz da deri kokusu aldım. Ama çok baskın değil. Yani özetle: Aromatik otlar, tatlı baharatlar, erkeksi çiçekler ve sandal ağacı.


Egoiste parfüm dünyasının en saygı duyulan eserlerinden birisi. Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 1990’lı yılların devrim yaratan parfümlerinden. Hatta 1980’lerin erkeksi, sert ve ödünsüz parfümlerine ilginç bir başkaldırı olarak görüyorum Egoiste’i. Başlangıcını çok sevmesemde daha sonrasında gayet başarılı buldum. Bence Egoiste’in ana gövdesini tatlı turunçgil benzeri meyveler, tatlı tarçın ve sandal ağacı oluşturuyor. Tatlılık kullanımı çok yüksek değil. Baharat ve meyveler ile iyi kombine edilmiş. İyi ayarlanmış harmanı, başarılı nota geçişleri ve beyfendi tarzıyla yaşı otuz ve üzerindeki erkekler için gözden kaçmaması gereken bir seçenek.

Egoist’in eleştirilecek yanı biraz “eski” kokması. Yani günümüzün modern parfümleri ile yarışacak yapıda değil. Ayrıca keskin baharatlar ve yoğun sandal ağacı herkesin hoşuna gitmeyebilir. Her zaman dediğim gibi almadan önce denemeniz fena olmayacaktır. Egoiste’i bir çok başarılı parfüme imza atmış olan Jacques Polge tasarlamış.

Ünlü parfüm kritikçisi Luca Turin kitabında Egoiste’e beş üzerinden dört yıldız vermiş. Özetle şunları söylemiş:

“Egoiste’i güzel bir parfüm olarak hatırlıyorum. Hafiften sulandırılmış şekerli meyveler ve biraz odunsu notalar. Evet benim için sürpriz oldu diyebilirim. Bütün Chanel parfümlerinin içinde en çok Guerlain’lere benzeyen parfüm. Kekik, lavanta ve otsu notalar. Guerlain – Mouchoir de Monsieur’e mükemmel bir alternatif. Ondan daha canlı ve daha az züppe. Her ne kadar kullanımı kolay bir parfüm olsa da güçlü bir yapısı var.”

       
Egoiste tam bir erkek parfümü bence. Bazı yorumcular kadınsı bulmuşlar. Pek anlayamadım neresinin kadınsı olduğunu. Otuz hatta otuz beş yaş üzeri erkeklere daha çok yakışacaktır. Sonbahar-kış mevsiminde kullanmak daha iyi sonuç verecektir.

Artıları:
+ Tatlı baharatlar ve sandal ağacının güzel bir kombinasyonu.
+ Şık ve kaliteli yapısı ile baygın, şekerli, vanilyalı parfümlere iyi bir seçenek.

Ekisleri:
- Başlangıcını pek sevemedim.
- Çok büyük değişim göstermeyen kokusu.

Koku Güzelliği:10/7 

32 yorum:

  1. Parfüm merakı bazı sitelerde calvin klein obsession benzetilmiş sencede benziyomu.Bence orta nolatalarındaki tatlılık hissi başarılı ve farkedirliliği yüksek oldu bende sende nasıl oldu?

    YanıtlaSil
  2. Başlangıcındaki aromatik otsu kısım benziyor Obsession For Men'e. Haklılar benzetmekte. Ama sonrasında farklılaşıyor iki parfüm. Çok büyük benzerlikler gösterdiklerini söyleyemem.

    Çok tatlı değil aslına bakılırsa. Ayarında denilebilir.

    Kalıcılığı çok iyi. Farkedilirliği fena değil benim tenimde.

    YanıtlaSil
  3. egoiste is a goog fragrance but the platınum version is the best masculine scent I ever tried

    YanıtlaSil
  4. platinum egoiste tercih ederim tarz olarak ama platinum biraz sentetik geliyor bana...

    YanıtlaSil
  5. Dior Homme'dan başka erkek parfümüne beş kuruş vermem.

    YanıtlaSil
  6. Bende egoiste dior homme değişmem:))

    YanıtlaSil
  7. tamam ozaman dior'la ya da egoiste ile kapattık tükeni diğer parfümleri denemeye ya da beğenmeye gerek yok )herkes aynı kalıp olacak )

    YanıtlaSil
  8. Adsız kardeş ben kendi fikrimi söyledim egoiste dior homme arasında tercih yapcak olursam egoiste seçerdim. Yoksa binlerce parfüm var herkez beğendiği parfümü kullanır eğer herkez dior homme kullansa diğer parfümler çöpe giderdi heralde:))

    YanıtlaSil
  9. Bu benim düşüncem arkadaşlar, gidin illa Homme alın demiyorum, almayın da zaten. Herkes kullanırsa bir anlamı kalmaz. Birazcık kötülemek gerek sanırım. Siz egoiste alın arkadaşlar, o diora bin basar:)

    YanıtlaSil
  10. egoiste yi bu kadar begenen arkadaslar birde platinum egoiste yi koklasalar heralde asik olurlar :) platinum egoiste cok daha basarili bir koku sayin parfum meraki bide onu inceleseniz eminim ki cok daha fazla begeneceksiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Platinum versiyonu elimde yok. Onun için önümüzdeki haftalarda incelemem mümkün görünmüyor.

      Sil
  11. Parfüm Merakı, Dior Higher Energy denedin mi? Benim çok hoşuma gitti. Yaz için harika bir parfüm diye düşünüyorum. Hele de biraz bekleyince.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Higher Energy'i denemedim. Ama Higher modeli Dior'a yakışmayacak kadar vasat.

      Sil
  12. Higher'ı da dün denemiştim. Bahsetmek bile istemiyorum. Iğğğğğ

    YanıtlaSil
  13. Parfüm almadan önce fiyat alnız.
    Uygun fiyatlara orjinal parfümler almak istiyorsanız lütfen ekleyin parfumdemoda@hotmail.com

    YanıtlaSil
  14. Parfüm de moda sende kimsin yoksa kozmetikçi felanmı:))

    YanıtlaSil
  15. zaten dünyada 2 koku var biri dior homme diğeride intense..burunsuz ibişler sizi...

    YanıtlaSil
  16. Merhaba Parfüm Merakı, böylesi önemli bir ve şahane bir kokuyu incelemiş olmanız ne hoş. Ancak Coco Chanel ve Karl Lagerfeld'in bir arada olduğunu iddia ettiğiniz görsel aslen Karl Lagerfeld'in birkaç sene önce Coco Chanel onuruna yönettiği sessiz kısa filmden bir enstantanedir. Chanel rolündeki hanımefendi ise ünlü model Edita Vilkeviciute. Zaten Karl ve Gabrielle arasında tam olarak elli yaş fark vardı, ikisinin de genç yıllarında beraber bir fotoğrafta bulunmaları imkansızdır. Bunun haricinde sizi tebrik ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilgilendirme için teşekkür ederim. Sanırım o resmin açıklamalarını yanlış anlamışım. Yeterince araştırma yapmadım demek ki.

      Yanlışımı düzeltiyorum hemen. Ayrıca gözünüze çarpan hataları bana bildirmenizi, bloguma da katkılar yapmanızı isterim.

      Saygılar ve sevgiler.

      Sil
  17. Merhaba platinium egoite'yi denediniz mi?

    YanıtlaSil
  18. Sevgili parfüm merakı yazılarını keyifle okuyorum. her ne kadar parfüm edebiyatıyla yeni tanışsam da amerika'da olmamdan dolayı hatırı sayılır çeşitte parfümüm var, burada hemen hemen yarı fiyatına cogu parfümler. egoiste'nin concentree diye bir formülasyonu daha var platinum dışında, amerikan sitelerinde concentree daha güzel bulunmuş egoiste'e göre.
    Acaba concentree ve chanel allure'yi deneme fırsatınız oldu mu? geçenlerde sephora denen mağazadan allure aldım ve çok memnun kaldım her nekadar şekerli kousu başkalarını bayabilse de, egoiste platinum da çok hoşuma gitti lakin sizin yorumunuzu da almak isterim bu iki parfümle ilgili:)
    Teşekkürler efendim, selamlar saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar yehovacan,

      Teşekkür ederim. Katkılarını beklerim bloguma. Çok şanslısın Amerika'da yaşadığın için. Elinin altında bir sürü internet sitesi var. Daha ne olsun.

      Egoiste'in concentree versiyonunu bende epey duydum ama denemek kısmet olmadı. Zaten çok bulunan bir parfüm değil. Elime geçer mi şüpheliyim.

      Allure Homme'u da denemedim henüz. Bir zamanların ünlü parfümü Allure'un artık pek ismi geçmiyor. Malum rekabet çok :))

      Sil
  19. Selam parfüm merakı. gecen egoiste'yi denemek nasip oldu. keşke olmasaydı... ben genelde chanelin parfümlerini beğenirim ama bu parfüm değil, resmen karşındaki insanı uzaklaştırmak için kullanılan bir sprey benim için. egoiste ismini vermelerini de cok destekledim denedikten sonra! ilk bşta ehh dedirten bir açılışı var lakin sonrasında beni benden eden, itici ve çok kokoş bir orta notaya geçti. bu parfümü ancak 50 yaşın üzerinde, elinde purosu, takım elbiseli bir şirket ceo'sunun sıktığını tasavvur edebiliyorum. kesinlikle denenmeden alınmayacak ir koku belirttiğin gibi.
    Yorumlarınız çok bilgilendirici, firmalar ve tasarlayanlarla ilgili paylaştığınız yazılar da 'vay bee, böyle şeyler de olabiliyormuş' gibisinden.
    Boston'dan selamlar, saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar glosso,

      Zaten Egoiste'in hitap ettiği yaş grubu oldukça yüksek. Genç arkadaşlara uyacak gibi değil. Çok övgüler alıyor yurt dışından ama ben o kadar da etkilenmedim. Sevenlere tabiki saygımız var.

      Buradan da Boston'a sevgiler.

      Sil
  20. sevgili parfüm merakı merhaba. ben chanel ve cristian dior parfümleri dışında parfüm kullanmadım ve dönüp diğer markalara bakmam bile. size şöyle bir yorumum ile ilgili sorum olacak. dior homme intense ve dior homme kullanıyorum. chanel de ise allure ve egoist. allure nin açılışı daha sevilesi geliyor bana. egoist n ise açılışı çok güçlü ve bana göre pek çekilesi değil. ancak sora dan çok güzelleşyor. sizce eğer denediyseniz allure mi daha yoğun ve farkedilir bir parfüm yoksa egoist mi? kolaylıklar dilerim. sevgiler

    YanıtlaSil
  21. Fragrantica sitesinde channel egoiste parfümünün kokusunua yakın olarak channel bois iles gösterilmiş,yorum yazan arkadaşlar bois des ilesin çok daha kaliteli koktuğu konusunda hemfikir ve sanırım gerek basenotes gerek fragranticada yüzde olarak en çok beğenilen kadın parfümü bu kokuya da bir göz atmanızı öneririm parfüm merakı.

    YanıtlaSil
  22. Mükemmel bir sandal ağacı kokusu. Mağazaya girdiğim zaman kağıda ya da tenime sıkmadan geçemediğim parfümlerden. Kendisini özleten bir kokusu var kesinlikle.

    YanıtlaSil
  23. egoiste bir tarz dır başkasını denemem yalnız kadın kokusu diyorlar neden acaba

    YanıtlaSil
  24. Bence Egoist'in kadınsı bir tarafı yok. Olgun erkeklere yakışacak güzel bir koku.

    YanıtlaSil
  25. egoist e bir yerde ''60 yaş üstü kokoş parfümü'' yorumu yapılmış. piyasa parfümlerine burnu alışmış kişilerin özgün kokularla karşılaştıklarında verecekleri tepki çeşitlerinden biri sanırım bu. evet bence özgün bir koku. çok ta güzel bir parfüm. kullandığınızda gün boyu kaliteli pahalı bir parfüm kullandığınızı size hatırlatıyor. obsession la başlangıcı benziyor fakat sonra ikisinin benzer yanları azalıyor hatta hiç kalmıyor. bir obsession aşığı olmama rağmen tarafsız olmam gerekirse egoist obsessiondan bir gömlek daha üstün.

    YanıtlaSil
  26. CHANEL EGOİSTE İLK ÇIKTIĞI YIL ARAKADAŞIMIN TAVSİYESİ ÜZERİNE ZAR ZOR FRANSA'DAN GETİRTMİŞTİM. O ZAMANLAR ŞİMDİKİ GİBİ DEĞİLDİ YURT DIŞINDAN GELEN HER ŞEY KAÇAK SAYILIRDI. SİZ GENÇLER ŞİMDİLERDE ÇOK ŞANSLISINIZ İSTEDİĞİNİZ HER ŞEY ELİNİZİN ALTINDA, ALIŞ VERİŞE GİTMENİZE GEREK YOK ARTIK BİR TIKLA AYAĞINIZA KADAR GELİYOR. DİYECEĞİM O Kİ BU GÜNLERDEDE BİR ÇOK PARFÜM MARKASI ÜRETİM YAPIYOR FAKAT HALEN KONUŞULANLAR KLASİKLER. BEŞ YIL ÖNCE ÜRETİLMİŞ BİR ÜRÜN ŞİMDİLERDE YÜZÜNE BAKAN YOK. SİZ SİZ OLUN DOLABINIZDA MUHAKKAK FENOMEN BİR PARFÜM BULUNDURUN, BULUNDURUN Kİ SIKIP ÇIKTIĞINIZDA BİR AYRICALIĞINIZ OLSUN İYİ YADA KÖTÜ KOKMASI ÖNEMLİ DEĞİL ÖNEMLİ OLAN AYKIRI KOKMASI. BU AYKIRILIK BENİM İÇİN YİRMİ BEŞ SENELİK BİR DOST CHANEL EGOİSTE.........

    YanıtlaSil