8 Kasım 2022 Salı

Frederic Malle – French Lover (2007)

2000’li yılların başlarında kurulan Frederic Malle parfüm evinin oldukça ses getiren kokularının ardından Estee Lauder’e satılması çoğumuzu bir parça hayal kırıklığına uğrattı. Bağımsız niş markaların küresel parfüm şirketlerine direnemeyip, onlara satılmaları ne yazık ki sonraki süreçte kalite kaybı olarak sonuçlar karşımıza çıkarıyor.

Frederic Malle’nin 2007 yılında bağımsız niş parfüm evi iken piyasaya sürdüğü French Lover, markanın hazinelerinden birisidir. Öncelikle parfümün iki ismi olduğu söylenir. İlk olarak French Lover ismiyle raflara çıkar. Sonrasında nedense Amerika pazarında Bois d’Orage ismi kullanılır. İki isim de bu parfüm aittir, şaşırmayınız.

İkinci olaraksa French Lover’ın doğuşu, doğruluğunu teyit edemediğim hikayeye sahiptir. Bir parfüm platformunda bu parfüm için Frederic Malle’nin ilk olarak Jean Claude Ellena’ya teklif götürdüğü söyleniyor. Ellena bu parfümün kokusu üzerinde bir süre çalışır ve o ara Hermes’in teklifini kabul eder ve orası için çalışmaya başlar. Bu yarım kalan formül içinse Pierre Bourdon’u önerir. Böylece French Lover’a son halini Pierre Bourdon verir. Parfümler dünyasında bu veya benzeri hikayeler anlatılır hatta kitaplarda yazılır ama ne kadar doğrudur bilemiyoruz.

French Lover, Frederic Malle’nin internet sitesinde şöyle tanıtılmış: “Saf erkeksilik. Normalde parfüm kullanmayan, çekiciliğe inanan ve sağlam görünümünün basit, baştan çıkarıcı gücüne güvenen erkek içindir. Yenibahar, melekotu ve ardıç çiçeklerinin baharatlı tazeliği, erkeklerin doğal kokusunu gizemli şekilde zenginleştiren galbanum ve buhur ile harmanlanmış sedir, paçuli ve güve otunun odunsu denizinde erir. Açıkça erkeksi, derin, karanlık, zengin ve çok yönlü.”

French Lover’ın açılışı buruk, kuru, tatlılık barındırmayan otsu yeşil temayla gerçekleşiyor. Tozlu, yeşil şifalı aromatik bitkiler ve bir parça galbanumun buruk ve burnu zorlayan yüksek kaliteli benzersiz buluşması çoğu parfüm sever için uygun olmayabilir ama benim için çok hoş ve heyecanlandırıcı seyahatin ayak izlerini taşıyor. Onun sıra dışı ve sanatsal açılışı 2010’lu yıllardan sonra oluşturulan şekerli, baharatlı, vanilyalı, çocuksu popüler erkek parfümlerine hiç benzemiyor. Onlarca ışık yılı uzaklıktan diğer popüler parfümlere bakan French Lover’ın orta kısmı daha dünyasal ve anlaşılabilir. Ortalarda koyu ve hafiften karanlık reçineli tütsü var sanki. Bu anlarda kuru ve karabiberi çağrıştıran baharatsılık da kendisini iyice gösteriyor. Sonlarda ağaçsı vetiver tarafına doğru yöneliyor. Çam ağacı gibi davranan kapanışta bir parça meşe yosunu olduğunu hissediyorum.

Frederic Malle’nin internet sitesinde French Lover’dan bahsedilirken yenibahar, melekotu, tütsü, sedir, paçuli, meşe yosunu ve vetiver notalarına vurgu yapılmış. Zaten bu notalara bakınca bile nasıl koku formuyla karşılaşacağımız belli oluyor. French Lover, adeta 1970’li yılların erkek parfümlerine öykünmüş. İlginç şekilde onun kokusu asla eski ve modası geçmiş değil. Hafiften Ralph Lauren – Polo yeşil şişeyi anımsatıyor. Artık bu tür aromatik bitkisel tütsü izlenimi veren parfümlere pek rastlamıyoruz. Popüler koku trendleri markaları genellikle aynı tip parfümler üretmeye zorluyor. French Lover bu anlamsız baskıyı kırıp atmış gibi görünüyor.

Kokusal anlamda harika diyebilirim. Kalitesi müthiş. Erkeksi, resmi, şık, gerçekçi ve üst düzey bir parfüm olduğunu kolayca anlıyorsunuz. Onu, güneşli ve serin sonbahar gününde şık İtalyan takım elbise giymiş, Volvo XC90 arabasına binmek için yürüyen 40’lı yaşlarında başarılı bir erkeğin üzerinde hayal ediyorum. İsviçre’nin çam ormanlarıyla çevrili doğasında dolaşırken de muhtemelen French Lover’dan aldığınız aromaları etrafınızda hissedeceksiniz. Bu anlamda kimi parfüm severler onun ismindeki Fransız vurgusunu eleştirmiş. Belki de onun ismi Swiss Lover olmalıydı.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı tenimde gayet iyi, etrafa yayılımı ilk patlama dışında yüksek sayılmaz. Kimi kullanıcılar performansının zayıflığını eleştirmiş ki bazı açılardan haksız sayılmazlar. Eğer bu tür yarı karanlık ağaçsı, yeşil aromatik parfümleri seviyorsanız mutlaka deneme listenize alabilirsiniz. Bu tarzın denediğim en iyi örneklerinden birisi. Tabii kokusunun herkese uymayabileceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Alım kararını vermeden önce muhakkak deneyin.

Koku Güzelliği:10/9

2 Kasım 2022 Çarşamba

Giorgio Armani - Stronger With You Absolutely (2021)

Emporio Armani’nin 2017 yılında piyasaya sürdüğü Stronger With You isimli erkek parfümü oldukça sevilmişe benziyor. Kısa süre içinde Stronger With You isimli seri oluştu. 2022 yılı itibariyle yedi parfümden oluşan Stronger With You’ların Absolutely versiyonu bir süredir benimle birlikte.

Armani’nin internet sitesinde Stronger With You Absolutely şu cümlelerle tanıtılmış: “Rafine erkeksi bir koku. Aşkın mutlak gücü, bu karşı konulmaz kokunun ilham kaynağıdır. Rom ve Fransız lavantası uyumu ile geliştirilmiş, meyve ve likör notalarıyla vurgulanan rafine erkeksi bir koku.”

Parfümün başlangıcı biraz tozlu ve tarif etmesi zor temayla gerçekleşiyor. Geri planda tatlılığın yer aldığı ilk dakikalarda içki algısı yaratan yapı karşımıza çıkıyor. Kimi kullanıcıların kestaneye benzettiği orta kısımda tatlılık ve vanilyanın etkisi daha da artıyor. Sonlarda çok güzel ve çikolatamsı karamelli vanilyayla kapanış yapılıyor.

İlk Stronger With You’yu denemiş ve oldukça beğenmiştim. Absolutely versiyonu büyük oranda ilk Stronger With You’ya benziyor. Geri plandaki yumuşak, leziz, pamuk şekeri gibi davranan vanilya iki parfümün de merkezini oluşturuyor. Absolutely’nin açıklanan notalarında rom içkisi, lavanta, sedir ağacı ve vanilya öne çıkarılmış. Lavantanın büyük yer kapladığı söylenemese de hafiften içki teması algılanabiliyor. Kimi kullanıcılar onda kestane bulunduğunu iddia ediyor ki pek emin değilim.

Stronger With You Absolutely yeni nesil bolca tatlı, baharatlı, vanilyalı amber parfümlerine bir örnek denebilir. 2010’lu yıllardan sonra bu tarzda çok fazla parfüme rastladık. Armani yine çok hoş ve leziz koku formuyla diğer kalitesiz ve yapay örneklerden ayrılarak güzel bir form yaratmış. Kokusu çok sıradışı ya da sanatsal değil. Onun amacı büyük kitlelere hitap etmek ve Absolutely bu görevini başarıyla yapacağa benziyor. Onu kullanan çoğu kişinin (kadın-erkek farketmeksizin) sevebileceğini düşünüyorum.

Eau de Parfum formundaki Absolutely’nin performansı hiç fena değil. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı sağlam seviyede. Sonbahar-kış dönemi kullanımına yakın duruyor.

Koku Güzelliği:10/7

27 Ekim 2022 Perşembe

Guerlain – L’Instant de Guerlain (2003)

Guerlain’in 2000’li yılların başında piyasaya sürdüğü kadın parfümü L’Instant, markanın tarihi geri planına küçük bir baş kaldırı olarak düşünülebilir. 2000’li yıllar dünyada birçok şeyi değiştirirken, parfümlerin bundan etkilenmemesi düşünülemezdi. Guerlain’in efsanevi ve nostaljik parfümleri yerini L’Instant gibi modern tatlı kokulara bırakıyor denebilir.

L’Instant’ın kadın versiyonu Guerlain’in internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “Büyük bir final. Her şeyin değişebileceği bir an. İki ruh ve iki beden bir araya geldiğinde, zaman aniden durmuş gibi hissettiğinde… Yeni koku ailesini başlatan samimi, güneşli, şehvetli bir koku olan L’Instant de Guerlain’in arkasındaki hikaye: Kristal amber ailesi. L’Instant, Guerlain’in ünlü Guerlinade’si narenciye balı, manolya akorları ve yoğun, şehvetli amberle kaplıdır. Kadifemsi ve gurme, yeni kadınlığın sembolü olan L’Instant de Guerlain, sonsuza kadar parıldamak için yalvaran ışıkla dolu cilt kokusudur.”

L’Instant de Guerlain’in açılışı pudralı ve şekerli turunçgillerle gerçekleşiyor. İlk dakikalarda fazlaca tatlı mandalina-portakal-limon üçlüsü kısa süre içinde yerini pudralı kadınsı çiçeklere bırakıyor. Orta kısımda manolya, yasemin ve iris çiçeğini andıran şekerli çiçekler, onu günümüzün modern kadınsı parfümlerine yaklaştırıyor. Sonlarda lezzetli çikolatamsı vanilyayla kapanış yapılıyor.

Karşımızda 2000’li yıllardan itibaren bolca rastladığımız meyveli-çiçekli-şekerli-vanilyalı yapı bulunuyor. Burada meyveler az yer kaplarken pudralı çiçekler daha baskın diyebilirim. Birçok ana akım markanın fazlaca derinliğe sahip olmayan bu koku formunu tekrarladığını biliyoruz. Şekerli turunçgilli çiçekler pek yaratıcı değiller ve benim için aşırı dozda pudralılık içeriyor. Kullanım döneminde kendime yakın bulamadığım L’Instant de Guerlain, birçok hanımefendinin ilgisini çekebilir.

Bu popüler koku formunu çoğu parfüm sever Guerlain’in tarihi köklerine yakıştıramasalar da ana akım trendlerle rekabet etmeye çalışan bir markadan beklenebilecek hamle gibi görünüyor. İlginç ya da sıradışı davranmıyor. Açıkçası çok yapay ve bıktırıcı da değil. Bana biraz ağır ve orta yaş kadın kokusu gibi geldi. Onu koklattığım kimi hanımefendiler de bu yönde düşündüler.

Yüksek olan beklentimi karşılayamayan L’Instant de Guerlain, Maurice Roucel tarafından tasarlanmış. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi fikir olabilir. Kalıcılığı yeterliyken etrafa yayılımı normal seviyenin biraz altında.

Koku Güzelliği:10/6

21 Ekim 2022 Cuma

Le Labo – Vetiver 46 (2006)

2006 yılında, New York’ta iki arkadaş tarafından temelleri atılan niş parfüm evi Le Labo’nun ilk kokuları dünya çapında ilgiyle karşılanmıştı. 2006 çıkışlı Rose 31 ve Bergamote 22’nin sevilmesin ardından yine 2006’da Vetiver 46 sahneye çıktı. Her ne kadar Le Labo artık bağımsız niş parfüm evi olmasa da (Estee Lauder tarafından satın alındı) Vetiver 46’ı her daim zihnime yer etmiş eserlerdendi.

Le Labo’nun internet sitesinde Vetiver 46 şu cümlelerle tanıtılmış: “Şüphesiz tüm Le Labo kreasyonlarının en derin ve en karanlıklarından biri olan bu parfümün temel direği Haiti’de yetiştirilen vetiverdir. Pek çok esans arasından biber, gaiac, labdanum ve sedir bu parfümün huysuzluğuna katkıda bulunur. Her biri kendi yolunda karakterin gücünü ifade eder ve gizemli bir tütsü olan olibanumun narince eşlik etmesi, parfüme ilgi çekici ruhsal boyut katar.”

Vetiver 46’nın açılışı azıcık narenciye, hafiften aromatik biber ve talaş atölyesini andıran odunsu nüanslarla gerçekleşiyor. Daha ilk dakikalarda sedir ağacını anımsatan kuru odunsu yapıya, orta kısımda dumansı tütsü ekleniyor. Orta bölümden itibaren hafiften karanlık sayılabilecek ana tema sonlarda yüksek kaliteli ve şık vetivere evriliyor. Tatlılık neyse ki oldukça az verilmiş.

Vetiver 46, şimdiye kadar kullandığım en pürüzsüz, kaliteli, gerçekçi ve etkileyici odunsu tütsü parfümlerinden birisi diyebilirim. İsmi vetiver fakat büyük resimde karanlık sayılabilecek dumanlı reçineler adeta parfümü forse ediyor. Kokunun geneli sedir ağacını andıran koyu kıvamlı tütsüyü akla getiriyor. Tabii vetiver her daim geri planda destek veriyor. Onun ferah ve aromatik olduğunu söylemek mümkün değil. Vetiver 46 soğuk ve kasvetli havaların parfümü havasını her daim koruyor.

Kasvet belki de bu eser için doğru kelimelerden birisi. Onda serin ve geç sonbaharın hüznü de var. Malzeme kalitesi harika. En ufak uyumsuzluk veya burnu tırmalayan yapaylık barındırmıyor. Bu tür parfümleri seven birisi olarak onda kusur bulmakta zorlanıyorum.

Tek düze ilerlediğini söyleyebilirim. Kokusunda pek değişim yaşanmıyor. Ayrıca performansı da iyi sayılmaz. Kalıcılığı idare ederken etrafa yayılımı zayıf gibi. Kimi kullanıcılar kokusunu Comme des Garçons 2 Man ve üretimi bitirilen Gucci Pour Homme’ye benzetmiş ki haksız sayılmazlar.

Kokusunu parfüm endüstrisinin ilginç burunlarından Mark Buxton tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/9

15 Ekim 2022 Cumartesi

Paco Rabanne – Phantom (2021)

Ana akım markaların arasında önemli yere sahip Paco Rabanne’nin parfümleri genellikle başarılıdır ve popüler olur. Kokusal trendler oluşturmakta ve genel yönelimlere göre parfümler meydana getirmekte uzmanlaşmış markalardan birisidir. Bu anlamda Paco Rabanne’nin her yeni parfümü ilgiyle karşılanır. 2021 yılında çoğu parfüm severi şaşırtan garip şişe tasarımıyla Phantom isimli koku, çoğumuzu küçük çaplı şoka uğrattı.

Erkekler için tasarlanan Phantom’un şişesi öylesine çocukça ve kötü görünüyordu ki, birçok parfüm sever sadece bu berbat şişe için onu denemeyi erteledi. Açıkçası benim de pek kullanmaya niyetim yoktu. Şişesinin verdiği önyargılarla birlikte biraz zoraki olsa da kullanmaya karar verdim. Phantom’un resmi tanıtımında parfüm, yüksek teknolojiyle özdeşleştirilmeye çalışılmış. Hatta bazı kaynaklarda dört ünlü tasarımcının, bu koku formunu yapay zekayla oluşturduğu bile yazılıyor.

Phantom’un başlangıcı şekerli turunçgiller ve lavantayla gerçekleşiyor. Kremli limona eşlik eden lavanta orta kısımda da etkisini gösteriyor. Şekerli vanilyayla birlikte modern lavanta-anason, sonlara kadar ilerliyor. Kapanışta odunsu vanilya teması noktayı koyuyor.

Phantom, bolca şekerli, modern, kremsi vanilyalı, lavantalı turunçgil parfümüne benziyor. Kokusal olarak yeni nesil şekerli erkek parfümlerini akla getiriyor. İlk aklıma gelenler Versace – Eros, Chanel – Allure Homme Sport ve diğerleri. Kimi kullanıcılar Phantom’u Allure Homme Sport Edition Blanche’ye bile benzetmiş ki haksız sayılmazlar. Parfümün genelindeki kremsi limon teması ferah hissiyat vermiyor. Onun odunsu vanilyası dinamik ve canlı. Kimi zaman fazlaca genç işi bazen de orta yaş grubu erkeklere yakın. Yine de onun genç erkeklere yakın durduğu söylenebilir.

Çoğu zaman zihnimizdeki önyargılarla düşünürüz ve hareket ederiz. Çoğu parfüm sever gibi bu çocuksu ve saçma şişeden iyi koku çıkacağını düşünmeyerek ona şans verdim. Beklediğim kadar kötü kokuyla karşılaşmadım. Standart ana akım parfümü nasıl olur, Paco Rabanne bize yine bunun dersini vermiş. Kullanan çoğu kişinin sevebileceği koku formu benim için bıktırıcı derecede şekerli ama onun berbat olduğunu söyleyemem. Denemeden almanın iyi fikir olmadığını düşünüyorum.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ilk patlama dışında zayıfa yakın denebilir. Sonbahar-kış kullanımına yakın duruyor. Kokusunu Anne Flipo, Dominique Ropion, Juliette Karagueuzoglou ve Loc Dong gibi sektörün tanınmış dört ismi birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

9 Ekim 2022 Pazar

Roberto Cavalli – Florence (2017)

Roberto Cavalli’nin son yıllarda birbiri ardına parfümler ürettiğini görüyoruz. Ana akım moda markalarının amansız rekabetine elinden geldiğince katılıyor. Yine de büyük çıkış yapan parfümlere imza attıklarını söyleyemem.

Florence, Roberto Cavalli’nin yeni nesil kadın parfümlerinden birisi. Florence, markanın internet sitesinde şöyle tanıtılmış: “Nazik portakal çiçeği ve lezzetli greyfurt yapraklarını harmanlayan parlak ve çiçek açan bir buket. Bu hassas kombinasyon, egzotizm ve gizem katan hafif miskli ebegümeci tohumlarıyla vurgulanır. Tatlı frenk üzümü ve hafif keskin mandalina özünün zıt notaları, yaşam ve enerji patlaması yaratır. Sonları lüks şipre akoru üzerine kuruludur: duyusal misk ve ışıltılı kehribar, büyüleyici paçuli için ideal kontrpuan sunar.”

Florence’nin ilk saniyeleri çarpıcı ve modern meyvelerle çiçeklerin birleşmesini akla getiriyor. Açıklanan notalarında siyah frenk üzümü var ki muhtemelen başlangıçtaki şekerli meyveli hissiyat üzümden geliyor. Orta kısımda kadınsı ve cazibeli çiçekler ağırlığını arttırıyor. Tatlı beyaz çiçeklere benzettiğim orta bölümde ne gariptir ki tütün de algılıyorum. Sonlarda tatlı leziz vanilya ve çikolatamsı paçuliyle kapanış yapılıyor.

Florence, olabilecek en kadınsı koku formlarından birisini sunuyor. Kimi kullanıcılar onu uniseks olarak değerlendirse de feminen yönü ağır basıyor. Koku karakteri genel olarak tatlı ve modern çiçeklere yakın duruyor.

Başlangıcını pek sevemediğimi ve yapaylığa yakın bulduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Orta kısımda bir parça vanilyalı paçuli yoluna giren Florence, sonlarda harika diyebilirim. Thierry Mugler – Angel’ı andıran sonları parfümün en güzel kısmı olarak dikkat çekiyor.

Thierry Mugler – Angel, Chanel – Coco Mademoiselle ve Miss Dior’u şişeye doldurup çalkalayın. Florence’ye yakın koku formu elde edebilirsiniz. Bir taraftan çok tanıdık, diğer taraftan kendine özgü. Parfümdeki paçuli yapısı baskın denebilir. Çiçeklerle paçulinin dansı kimi zaman ağır ve zorlayıcı gelse de neyse ki çok saldırgan doğası yok. Eau de Parfum olmasına rağmen etrafa yayılımı ilk patlamayı saymazsak yüksek değil. Kalıcılığı yeterli. Sonbahar-kış kullanımına yakın duruyor. Kokusunu Marie Salamagne tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

2 Ekim 2022 Pazar

Bulgari - Terrae Essence (2021)

Bulgari’nin 2010 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü Bulgari Man ailesi giderek genişliyor. 2021 yılında Bulgari Man Terrae Essence dünyaya geldi. Ünlü parfümör Alberto Morillas tarafından tasarlanan Terrae Essence, ufak çaplı ilgi çekti. Bunun iki sebebi vardı. İlki parfümün isminin Terre d’Hermes’e benzemesi ve ikincisi de açıklanan tanıtımında dünyasal notalar bulunması.

Parfümün resmi açıklamasında şu cümlelere rastlıyoruz: “Dünyanın eşsiz cömertliğini kapsayan, sıcak ve içgüdüsel odunsu vetiver imzalı bir koku. Bvlgari Man Terrae Essence, doğal elementlerin gücüne adanmış Bvlgari Man koleksiyonunu zenginleştiriyor. Ateş, odun ve havadan sonra Bvlgari erkeği dünyayı keşfediyor. Bvlgari Man Terrae Essence, dünyanın gücüne, özgün zenginliğine ve doğurganlığına saygılarını sunar. Çağdaş ve orijinal vetiver yorumu, özel erkeksi dumanlı Terrae akorduyla birleştirildi.”

Terrae Essence’in başlangıcı pek parlak olmayan turunçgillerle gerçekleşiyor. Açılışa hafiften plastiğimsi ve dumanlı vetiver eşlik ediyor. Kaliteli ve benzersiz ilk dakikalardan sonra orrisi andıran plastiğimsi vetiver daha da güçleniyor. Orta kısımda turunçgiller bulunmuyor. Sonlarda reçinemsi-odunsu vetiverle kapanış yapılıyor.

Terrae Essence, 2000’li yılların popüler koku temalarına hiç yüz vermiyor. Gayet farklı ve kendine özgü tasarıma sahip. Kokusunda fazlaca tatlılık yok. Baharat bulunmuyor. Vanilya ise tabii ki yer almıyor. Onun tarzı erkeksi sayılabilecek deriyi andıran dumanlı vetiver tarafına yakın duruyor. Parfümün ismindeki Terrae kelimesi bize Hermes’in ünlü erkek kokusu Terre d’Hermes’i hatırlatıyor. Dünyasal bir anlamı çağrıştıran Terrae kelimesi parfümün açıklanan resmi notalarında vurgulanmış. Kimi kullanıcılar bu parfümü Terre d’Hermes’e benzetse de büyük yakınlık bulamadım. Terrae Essence bence Lalique’nin sıradışı eseri Encre Noire’yi çağrıştırıyor. Terrae Essence, Encre Noire gibi karanlık ve mürekkebimsi kokmuyor. Daha açık ve anlaşılabilir davranıyor.

Terrae Essence, yıllardır birbirinin neredeyse aynı kokan parfümleri üreten ana akım markalar için oldukça ilginç deneme diyebilirim. Genel olarak belli kalitenin üstünde hissiyat veriyor. Burun tırmalayan yapaylık veya uyumsuzluk görülmüyor. Üstat Alberto Morillas ismine yakışır bir parfüm tasarlamış. Genel olarak tek düze ilerliyor. Pek değişim yaşanmıyor. Eğer yeni nesil bol şekerli çocuksu erkek parfümlerinden sıkıldaysınız, hoş bir alternatifle karşı karşıyasınız. Yine de denemeden almanın iyi fikir olmadığını söyleyebilirim. Kokusal anlamda herkesin sevebileceği tarzı olmadığını düşünüyorum.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı ilk patlama dışında yüksek sayılmaz. Tene yakın duruyor. Günlük kullanıma da resmi kıyafetlere de uyum sağlayacaktır. Serin ilkbahar-sonbahar döneminde iyi iş çıkarabilir.

Koku Güzelliği:10/7

25 Eylül 2022 Pazar

Paco Rabanne - Black XS (2005)

Siyah ve zippo çakmakları andıran şişesiyle Black XS’in ilk çıktığı zamanları hatırlıyorum. 2005 yılında bu kadar fazla sayıda parfüm piyasaya sürülmezdi ve her ana akımın yarattığı koku gözlerin ona çevrilmesine sebep olurdu. Paco Rabanne’nin erkekler için çıkarttığı Black XS, 2000’li yıllar için sıradışıydı çünkü kokusu şaşırtıcı derecede meyvemsi ve çileksiydi. Çilek teması genellikle kadın parfümlerinde kullanılır ve erkekler için çilek kokan eser sayısı oldukça azdır. Her ne kadar açıklanan notasında çilek olmasa da bana her zaman böyle izlenim verir.

Black XS, Paco Rabanne’nin internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “İçgüdülerini yoğun şekilde takip et. Anı yakala. Black XS parfümü, sınır tanımayan tazeliği bünyesinde barındırır. Radikal, şehvetli ve tahmin edilemez çekiciliğe sahiptir. Kalabria ve kalamanzi limonlarının odunsu amber kokusuyla kaynaşmasının radikal çekiciliğine sahiptir. Black XS parfümü odaya bol miktarda taze enerjiyle girer. Pralin ve tarçından oluşan kalbi dolgun, cazibeli ve gizemlidir.”

Black XS’in ilk dakikalarında limon ve diğer turunçgillerin varlığından bahsedebiliriz. Ferah ve canlı şekilde açılış yapılıyor. Orta kısma doğru meyvemsi yönü ağır basıyor. Açıklanan orta notalarında praline var ama pratikte kokuyu alamıyorsunuz. Orta kısım daha çok miskli meyveler hattına yakın duruyor. Sonlarda gri ambere benzeyen yapı var. Gül ağacı da muhtemelen kapanışta bulunuyor.

Bu arkadaşı yıllar önce kullanmıştım. O zamanlar çok popülerdi ve kadınlar onu severdi. İlerleyen yılların ardından eski popülaritesi kalmamışa benziyor. Yine de onu kullanmak anılarımı tazeledi. Black XS, ismi ve şişesindeki siyah vurguyu kokusuna yansıtmıyor. Karanlık, koyu ya da ağır bir parfüm değil. Enerjik, meyveli (ananas-çilek), odunsu bir eser. Herkesin sevebileceği ve her ortamda rahatlıkla kullanılabilecek yapısıyla, güvenli tabir edilebilecek parfümlerden olduğu söylenebilir.

Oysa kalite anlamında pek göz doldurmuyor. Eski haline göre biraz seyreltilmiş hissi veriyor. Performansı zayıf ve çok tekdüze ilerliyor. Baştan sona neredeyse hiç değişmiyor. Evet kokusal anlamda erkek parfümleri için öncü olabilir ama 2022’li yıllar için biraz basit ve çocuksu koktuğu iddia edilebilir.

Dolabınızda bir şişe Black XS olmasa da olur diye düşünüyorum. Yine de benim gibi nostalji sevenlerdenseniz, anıları ve eski arkadaşları hatırlatabilecek yapısıyla küçük boyunu almanızda sakınca olmayabilir.

Onu kullanan kimi yorumcular içeriğindeki meyvemsiliği ananasa benzetmiş ki haksız sayılmazlar. Ananas ve çileğin benzersiz birleşimine benziyor. Aventus’a ise birebir benzediğini söyleyemem.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı normal seviyede, etrafa yayılımı ilk on dakika dışında zayıfa yakın duruyor. Erkekler için pazarlansa da kadınlar rahatlıkla kullanabilir. Bazı yorumcular onun sonbahar-kış parfümü olduğunu söylese de bence ılık ilkbahar hatta yaz akşamları için daha uygun olacağını sanıyorum. Kokusunu Christian Dussoulier, Olivier Cresp, Rosendo Mateu birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

20 Eylül 2022 Salı

Prada - La Femme (2016)

Prada’nın 2016 yılı çıkışlı yeni nesil kadın parfümlerinden La Femme büyük çıkış yapamasa da ilgi çekmeyi başardı. Tabii bu duruma Prada’nın marka değerinin yüksekliği rol oynamışa benziyor. Prada’nın internet sitesinde parfümün tanıtım yazısında frangipan çiçeğine özellikle vurgu yapılmış.

Parfümün tanıtımı şu cümlelerle yapılmış: “Prada La Femme, frangipan çiçeğine saygılarını sunar. Balmumu ve vanilya ile yumuşatılmış , sümbülteber ve şaşırtıcı derecede kadınsı vetiverle zenginleştirilmiş, pozitif enerji veren aşırı şehvetli bir çiçeksi parfüm.”

Üzerime sıktığımda beni armut benzeri şekerli meyveli-çiçekli yapı karşılıyor. İlk dakikalarda modern ve tatlı beyaz çiçeklerin varlığından söz edebilirim. İlerleyen saatlerde kadınsı beyaz çiçeklerin arttığını görüyorum. Orta kısımdan itibaren tatlılık azalıyor. Yasemin benzeri kuru çiçekler iyice öne çıkıyor. Sonlarda yumuşak vanilyaya tabii ki beyaz çiçekler eşlik ediyor.

La Femme, gayet kadınsı, temiz, sabunsu, yapaylık barındırmayan bir arkadaş. Kalite anlamında ana akım markaların arasında iyi yerde durduğu söylenebilir. Bir kadın için sevmesi ve kullanması kolay sabunlu beyaz çiçek teması daha önce yüzlerce defa kullanılmıştır. Bu anlamda çok ilginç ya da sıradışı kokmuyor. Basit, değişim göstermeyen, stabil bir parfüm. Sürprizlere sahip olduğu söylenemez.

Diğer taraftan işini iyi yapan, hoş ve kadınsı davranan, burun tırmalamayan eser gibi değerlendirilebilir. La Femme dünyayı sarsmayacaktır fakat çoğu kadının sevdiği çiçeksi parfüm duruşuyla burunlarda güzel anılar bırakacaktır.

Eau de Parfum formundaki La Femme’nin kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı güçlü sayılmaz. Serin ilkbahar günlerine yakışacağını sanıyorum.

Koku Güzelliği:10/7

15 Eylül 2022 Perşembe

Penhaligon’s – Opus 1870 (2005)

Dünyanın İngiltere kraliçesi Elizabeth’in ölümünü konuştuğu şu günlerde, tamamen şans eseri ünlü İngiliz niş parfüm evi Penhaligon’s’un Opus 1870 isimli kokusunu kullanıyorum. Geleneklerine sıkı sıkıya bağlı İngiliz ekolüne ait Penhaligon’s markasının ömrü yüz yılı geçmiş durumda.

Opus 1870, 2005 yılında piyasaya sürülen ve markanın modern sayılabilecek eserlerinden denebilir. Parfümün tanıtımı şu cümlelerle yapılmış: “Opus 1870 Penhaligon’s’un uzun tarihinden ilhamını alan şık, odunsu baharatlı bir parfümdür. Elbette başyapıttır. Klasik ama asla zorlayıcı değil. Hassas tütsü esintisi canlandırıcı yuzu ile buluşuyor.”

Parfümün başlangıcı neredeyse yeşil meyvemsi yapıyla gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında yuzu meyvesi var. Hafiften ekşi turunçgilli yapı ilk dakikalarda hissediliyor. Orta kısımda benzer yapı devam ediyor. Orta kısımda yeşil aromatik baharatlar önümüze çıkıyor. Burada biber en dikkat çeken öğe. Sonlarda sedir ağacını andıran odunsulukla tenden ayrılıyor.

Opus 1870, hafiften züppe bir yeşil baharatlı odunsu esere benziyor. Lüks ve kaliteli hissettiriyor. Kokusal anlamda Gucci Pour Homme II’ye oldukça benziyor. Hatta Opus 1870 için Gucci Pour Homme’nin niş hali bile diyebilirim.

Gucci Pour Homme II’yi severim ve sıradışı şekilde güzel bulurum. Biberin ve baharatın bu kadar farklı ve çekici kullanılması kolay değil. Erkeksi ve şık hissettiren Opus 1870, etraftan güzel övgüler alabileceğiniz yumuşak, imza kokusu olmaya aday modern bir eser denebilir.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterliyken etrafa yayılımı ilk on dakika dışında zayıf kalıyor. Sonbahar-kış döneminde kullanmaya yakın duruyor. Resmi veya takım elbiseye uyabilecek tarzıyla otuz yaş üzeri erkekler için bıktırıcı derecede şekerli olmayan Opus 1870, akşam gezmeleri için de iyi seçenek olarak düşünülebilir.

Koku Güzelliği:107/5

10 Eylül 2022 Cumartesi

Christian Dior – Sauvage Eau de Parfum (2018)

Christian Dior’un 2015 yılı çıkışlı erkek parfümü Sauvage’nin dünya çapında fenomene dönüşmesi üzerine bir çok ana akım marka Sauvage benzeri parfümleri piyasaya sürmeye başladı. Bu başarıyı gören Christian Dior boş durmuyor. Kısa süre içinde Sauvage’nin farklı versiyonları raflara çıktı.

2018 yılında Sauvage’nin Eau de Parfum versiyonu karşımızdaydı. Dior’un internet sitesinde Sauvage Eau de Parfum şu cümlelerle tanıtılmış: “Dior’un parfüm tasarımcısı François Demachy, ilhamını çöl alacakaranlığının büyülü saatinden alıyor. Gecenin soluğu çölün yakıcılığıyla bu eşsiz kokuda buluşuyor. Yoğun maviliğin çöktüğü ve en vahşi içgüdülerin ortaya çıktığı bu saatte kurtlar belirir ve yeni bir sihir tüm havayı kaplar.”

Sauvage’nin açılışı ferah turunçgiller ve anason benzeri yapıyla gerçekleşiyor. Yumuşak sayılabilecek ilk dakikalardan sonra orta bölümde aromatik baharatlar kendisini gösteriyor. Sonlarda amberi andıran miskli odunsulukla kapanış yapılıyor.

Karşımızda ilk Sauvage’nin benzeri yapı duruyor. Eau de Parfum versiyon, ilk çıkan Eau de Toilette kadar keskin, yoğun, saldırgan ve dinamik değil. Eau de Parfum daha sakin, seyreltilmiş, yumuşak ve performans anlamında zayıf diyebilirim. İlk Sauvage’de burnu yoran ve yapaylık hissettiren sinir bozucu ambroksan büyük yer kaplarken, Eau de Parfum de ambroksan yine var ama daha geri planda duruyor. EDP’de anason ve baharat benzeri yapı daha önde gibi.

İlk Sauvage’yi hiç sevememiştim ve Dior gibi markaya yakıştıramamıştım. Eau de Parfum versiyonu da pek benlik değil. Bu koku karakteri nedense sinirimi bozuyor ve burnum için konforlu değil. Yapaylık üst düzeyde, zorlama bir modernliğe sahip adeta. Kalite hissiyatı ise yeterli değil.

Tarihi müthiş parfümlerle dolu Christian Dior markasına yine yakışmayacak vasatlıktaki koku formu, genç erkeklerin ilgisini çekebilir. Eau de Parfum formunda ama performansı iyi sayılmaz. Kalıcılığı yeterli olsa da etrafa yayılımı zayıf. İlkbahar günlerinde kullanmak daha iyi sonuç verebilir. Kokusunu Francois Demachy tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

5 Eylül 2022 Pazartesi

Chanel – Bleu Eau de Parfum (2014)

Chanel’in 2010 yılı çıkışlı erkek parfümü Bleu’nun dünya çapındaki başarısı göz kamaştırıyor. Çok satan modern eserlerden birisi haline gelen Bleu de Chanel’in beklendiği üzere aynı isimli devam kokuları geliyor. İlk Blue de Chanel Eau de Toilette formundaydı. 2014 yılında Eau de Parfum Bleu ile tanıştık.

Chanel’in internet sitesinde Bleu de Chanel Eau de Parfum şöyle tanıtılmış: “Büyüleyici aromatik-odunsu kokuyla ifade edilen erkeksi özgürlüğe övgü. Derin ve gizemli mavi şişeye yerleştirilmiş zamansız bir koku. Bleu de Chanel, kurallara bağlı olmayı reddeden adamın kokusudur. Bağımsızlık ve kararlılıkla kendini gösteren karakter ortaya koyuyor. Kaderini seçen erkeğin ruhu.”

Parfümün ilk dakikalarında ferah ve canlı turunçgilleri görüyoruz. Biraz deniz hissi veren narenciyelere orta kısımda aromatik baharatlar ve ambroksan benzeri yapı ekleniyor. Sonları, orta bölümün paralelinde ilerliyor. Dinamik baharatlara metalik-ekşi ambroksan eşlik ederek kapanış yapılıyor. Alt notalarda sedir ağacı da kendisini gösteriyor.

Bleu de Chanel Eau de Parfum, 2010’lu yıllardan sonra moda haline gelen yapay deniz hissi veren metalik baharatlara yer vermiş. Parfümün ismindeki mavi vurgusu ve şişesinin renginin koyu mavi oluşu ilk anda su-deniz-okyanus temasını aklımıza getiriyor. Bleu de Chanel’de yoğun deniz kokusundan ziyade sahte yosun kokusuna yer verilmiş.

İlk Eau de Toilette formundaki Bleu de Chanel için bir hayli eleştiri gündemdeydi. Benim de pek sevemediğim ilk Bleu de Chanel erkek traş sonrası kolonyalarına benzetilir. Basit ve sıradan hissettiren ilk Bleu de Chanel’e göre Eau de Parfum versiyonu daha olgun, daha kaliteli, daha derin ve kokusal anlamda daha başarılı diyebilirim. Eau de Parfum’e aşık olmadım ve büyük boy şişesini alacağımı sanmıyorum. Yine de ikisi arasında seçim yapmak durumunda kalsam Eau de Parfum versiyonu tercih ederdim.

Genele hitap eden tarzıyla herkesin sevebileceği Bleu de Chanel Eau de Parfum övgüler alabileceğiniz vasat ulaşılabilir lüks parfüm hissi uyandırıyor. Yaratıcılık olmayan genel yapısı kısa süre içinde unutulup gitmeye yakın duruyor.

Kalıcılığı fena değil, etrafa yayılımı ne yazık ki zayıf. İlkbahar-sonbahar dönemine uyum sağlayacaktır. Kokusunu ünlü burun Jacques Polge tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

30 Ağustos 2022 Salı

Jean Charles Brosseau – Jasmin Lilas (2006)

“Parlaklık ve ışıltı, Jasmin-Lilas’ın iki ana özelliğidir. Işıltılı beyazlığı sayesinde bu çiçek, bizi tamamen büyülemek için doğuştan gelen gücüne güvenir. Bahçe enfes esanslar sunuyor ve tatlı portakal dalları, yasemin, zambak, leylak ve mevsimin ilk güllerinin yanı sıra yeni, taze yeşil yapraklara öykünüyor.

İspanyol kavunu, şeftali ve ananasla dolu meyve kaselerinin yanında büyük bir beyaz çiçek buketi hayal edin: Jasmin-Lilas sizi bir bahar bahçesinin aydınlık atmosferine sürükleyecek.”

Jean Charles Brosseau’nun Fleurs d’Ombre serisine ait Jasmin Lilas’ın resmi tanıtımı yukarıdaki cümlelerle yapılmış. Markanın pek öne çıkamayan parfümü Jasmin Lilas hakkındaki güzel yorumlar, ilgimi çekmesine yetti. Beyaz çiçekli olarak sınıflandırılan parfümün açılışı tatlı armut benzeri meyvelere eşlik eden zambakla gerçekleşiyor. İlk dakikalardaki sabunlu kadınsı hissiyat orta bölümde de devam ediyor. Orta kısımda beyaz çiçeklerin hakimiyeti artıyor. Yasemin daha baskın hale geliyor. Sonlarda büyük değişim görülmüyor.

Jasmin Lilas büyük resimde sabunlu beyaz çiçekli (yasemin, leylak ve zambak) kadın parfümü havasında ilerliyor. Baştan sona büyük değişim görülmüyor. Kaliteli sayılabilecek pürüzsüz feminen çiçekler onu safkan kadın parfümü haline getiriyor. Niş parfüm kalitesindeki ana yapı fazlasıyla düz ve bir erkek için kısa süre içinde sıkıcı olma ihtimalini barındırıyor. Bu tür kadın parfümleri genellikle sevilir ve onu üzerinde taşımaktan zevk alacak hanımefendiler muhakkak olacaktır.

Şık ve asil koktuğunu düşünüyorum. Genç kız parfümünden ziyade otuz yaş üzeri kadınlara yakışacağını sanıyorum. Bu tür sabunlu saf beyaz çiçekler ya anaç hissiyat verir ya da iddialı davranır. Jasmin Lilas iki duygunun ortasında duruyor.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı idare eder. Etrafa yayılımı ortalamanın altında. İlkbahar döneminde kullanmak iyi sonuç verebilir. Kokusunu ünlü burunlardan Pierre Bourdon tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

25 Ağustos 2022 Perşembe

Dolce&Gabbana – K Eau de Parfum (2020)

Dolce&Gabbana’nın 2019 yılı çıkışlı erkek parfümü K’nın King kelimesinin kısaltması olduğunu biliyoruz. Şişesinin kapağının kral tacına benzemesi sebebiyle krallara layık parfüm hissiyatı vermiyor değildi. Oysa 2019 yılı çıkışlı ilk K’yı (Eau de Toilette) kullanmış ve oldukça vasat bulmuştum.

Beklendiği üzere bir yıl sonra K’nın Eau de Parfum versiyonu çıktı. İlk K’ya oranla daha olumlu yorumların yapıldığı K Eau de Parfum’u bir süredir kullanıyorum. Dolce&Gabbana’nın internet sitesinde K Eau de Parfum şu cümlelerle tanıtılmış: “Dolce&Gabbana K Eau de Toilette’in mirası üzerine inşa edilen Dolce&Gabbana K Eau de Parfum, kaderini tutku ve güvenle seçen erkeğin ruhunu temsil eden şehvetli yeni bir koku. Toskana’nın topraklı, engebeli manzarasından ilham alan orijinal koku, günlük yaşamın bu kralının yoğun ve çekici yanlarını uyandırmak için yeniden yorumlandı.”

K EDP’nin ilk saniyelerinde ferah ve canlı turunçgilleri görüyoruz. Portakal ve limonu andıran narenciyelere bir parça aromatik Akdeniz otları eşlik ediyor. Orta bölümde turunçgillerin etkisi azalırken, ağır olmayan aromatik baharatlara rastlıyorum. Sonlarda sedir ağacı ve vetiverle klasik kapanış yapıyor.

K EDP, yeni nesil aromatik baharatlı, ferah turunçgilli onlarca erkek parfümünün benzeri denebilir. Burada formül basit. Leziz ve canlı limon-portakal-greyfurt-mandalinaya eklenmiş sucul yapay baharatlar ve sonlarda sıradan odunsu kapanış. 2010 yılı sonrası ferah erkek parfümlerinde bu formül sıkça uygulanıyor ve alıcısı da çok. Dolayısıyla ana akım markalar bu alana fazlasıyla yatırım yapıyor. Rochas L’Homme, Burberry – Hero, Polo Blue EDP, Kenzo Homme EDP, Prada L’Homme, YSL – Libre vb gibi parfümler çoğunlukla benzer kokar. K EDP’de bu kervana katılıyor. Yenilik yok, ilginçlik yok, eski Dolce&Gabbana karakteri yok, sanatsallık yok. Ne var derseniz, yapaylık var, suculluk var, vasatlık var, herkese hitap etme popülizmi var.

K EDP dolabınızda yer almasa hayatınızda büyük eksiklik hissedeceğinizi sanmıyorum. Eau de Parfum olmasına rağmen performansı vasatı aşamıyor. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı zayıf. İlkbahar-yaz döneminde kullanılabilir.

Koku Güzelliği:10/6

20 Ağustos 2022 Cumartesi

Givenchy – Gentlemen Only (2013)

Givenchy’nin erkek parfümü klasiklerinden 1974 yılı çıkışlı Gentlemen’in birçok devam kokusu gelmeye devam ediyor. Hemen hemen hepsi ilk Gentlemen şişe formuna sahip devam parfümlerinin bir tek şişesinin rengi değişiyor. Tabii ki kokuları da…

2013 yılında raflara çıkan Gentlemen Only, bu serinin en sevilen modern parfümlerinden olmayı başardı. Açık mavi şişesiyle sucul, deniz esintili ferah parfümleri anımsatan Gentlemen Only, Givenchy’nin internet sitesinde odunsu neo aromatik olarak sınıflandırılmış. Tanıtımı şu cümlelerle yapılmış: “Beyefendi olmak tamamen tavırla ilgilidir. Bu bir yaşam biçimidir. Gentlemen Only, rahatsız edici olmadan duygusallık yayan zengin yeşil, baharat ve ahşap notalarla aşılanmış modern, zarif odunsu neo-aromatik Eau de Toilette’dir. Günümüz beyefendileri için tasarlanmıştır.”

Parfümün başlangıcı canlı, ferah ve neşeli turunçgillerle gerçekleşiyor. Mandalina ve biraz sucul tema ilk dakikalarda dikkat çekiyor. Orta kısma geçildiğinde sucul turunçgiller devam ederken ferah baharatlar oyuna dahil oluyor. Orta kısımda tatlılık biraz artıyor ve kalite hissi düşüyor. Sonlarda bu tür parfümlerin değişmez alt notası sedir ağacı bizi karşılıyor ve uğurluyor.

Gentlemen Only, Givenchy’nin dediği gibi ferah, aromatik, turunçgilli odunsu esere benziyor. Meyvemsi ilk bir saat çekici, koklaması zevkli ve fazlasıyla genele hitap ediyor. Hemen herkesin sevebileceği koku formu sanatsallıktan ve özgünlükten uzak. Kalite vasata yakın ve pek sürpriz yapmıyor.

2010’lu yıllardan sonra ana akım markalarda moda haline gelen ve otel havuzu gibi kokan modern parfümlere rakip gibi görünüyor. Eğer Invictus, Yves Saint Laurent – L’Homme Libre, Versace Pour Homme, Kenzo Pour Homme Eau de Parfum gibi parfümleri seviyorsanız Gentlemen Only’e dolabınızda yer açabilirsiniz.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı normal, etrafa yayılımı ilk yarım saati saymazsak düşük denebilir. İlkbahar-yaz dönemi için uygun gibi duruyor. Kokusunu Jean Jacques tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

15 Ağustos 2022 Pazartesi

Issey Miyake - L'Eau d'Issey Pour Homme Wood & Wood (2019)

Dünya modasına önemli katkıları olan Japon kıyafet tasarımcısı Issey Miyake’nin 5 Ağustos 2022 tarihinde ölüm haberi büyük üzüntü yarattı. Annesini Hiroşima’ya atılan atom bombası sebebiyle küçük yaşta kaybeden Issey Miyake, büyük yeteneği sayesinde Guy Laroche, Huber de Givenchy gibi önemli tasarımcıların yanında başladığı iş hayatına kendi markasını kurarak devam etti.

Issey Miyake’nin 1990’lı yılların ortalarında piyasaya sürdüğü erkek parfümü L’Eau d’ıssey Pour Homme, çok başarılı oldu ve büyük satış rakamlarına ulaştı. İlerleyen yıllarda birçok L’Eau d’Issey isimli devam parfümü geldi. 2019 yılında Wood & Wood devam parfümü raflardaki yerini aldı.

Wood & Wood, Issey Miyake’nin internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “Yoğun ve odunsu: ahşabın güçlü ve ham özü. İlgi çekici, güçlü ve şiirsel doğa şaşırtıcı olmaya devam ediyor. L’Eau d’Issey pour Homme Wood&Wood Eau de Parfum ile kendinizi derin ormanlara ve baharatlara verin. Greyfurt notasının taze kokusuyla dengelenen sedir ağacı ve sandal ağacının yoğunluğunu teninizde hissedin. Ormanda gezintiyi çağrıştıran odunsu narenciye kokusuyla duyularınızı uyandırın.”

Wood & Wood’un başlangıcı yapaylık sınırında dolaşan canlı turunçgillerle gerçekleşiyor. Ferah greyfurta eşlik eden reçinemsi ambroksan ve kayısı ilk dakikaları herkesin sevebileceği kıvama getiriyor. İlerleyen saatlerde yine yapay davranan sedir ağacıyla kapanışa kadar devam ediliyor.

Karşımızda ferah, aromatik, hafif, kontrollü şekilde yapay, kalite anlamında iyi hissettirmeyen modern bir parfüm var. Yapay suculluğu andıran başlangıçtaki dinamik meyveleri çıkartırsak geriye pek bir şey kalmadığını düşünüyorum. Yeni nesil birçok popüler parfümde bu özensizliği ve sıradanlığı görebiliyoruz. Tatlılık yeterince mevcut.

İsminin güçlü odunsu çağrışım yaptığına bakmayın çünkü keskin ağaçsı gibi davranmıyor. En azından beklediğimiz kalitede sedir ağacı bulamadım. Saf odunsuluktan ziyade aromatik meyvemsi arkadaşa benziyor.

Bu haliyle genç erkekleri hedefleyen, basit ve sıkıcı kokusuyla Issey Miyake’den hayal kırıklığı yaşıyorum ki artık şaşırmıyorum. Eau de Parfum formunda olmasına rağmen etrafa yayılımı oldukça düşük. Kalıcılığı normal seviyede. İlkbahar-yaz döneminde kullanmaya yakın duruyor.

Koku Güzelliği:10/5

10 Ağustos 2022 Çarşamba

Burberry – Hero (2021)

Ünlü tasarımcı Riccardo Tisci’nin Burberry’de çalışmaya başlamasının ardından yaratılan ilk parfüm Hero 2021 yılında raflardaki yerini aldı. Başarılı modern klasiklere sahip Burberry’nin uzun zamandır ilgi çekemeyen parfümlerine yeni soluk getirmeye çalışacak Hero, kendi internet sitelerinde şu cümlelerle tanıtılmış: “Gizemli ve maceracı Burberry Hero, kuvvet ve incelik, güç ve şefkat, atletizm ve yaratıcılığın büyüleyici evliliğidir. Dualitenin kodlarını ve hayvanlar aleminin gücünü keşfeden yeni erkeksi ruh. Dönüşüm ve metamorfoz arayışında olan bir adam; yeni bir modern kahramanlık. Vizyonumuz, erkekliğin geleneksel klişelerine meydan okuyarak, gerçekte kim olduğunuzu kucaklama cesaretini bulmak için dönüşmenizi sağlamak.”

Yine Burberry tarafından taze, ışıltılı ve cesur olarak tanımlanmış. Ayrıca içeriğinde Appalachians, Atlas Dağları ve Himalayalar olmak üzere üç farklı sıradağdan gelen sıcak sedir ağacı yağı kullanılmış. Parfümün başlangıcı aromatik ferah turunçgillerle gerçekleşiyor. Bergamota benzeyen ilk dakikalar hafif ve hoş diyebilirim. Orta kısımda turunçgiller geride kalırken odunsu yapı karşımıza çıkıyor. Hafiften plastiğimsi davranan sedir ağacına ferah baharatlar eşlik ediyor. Sonlarda tamamen sedir ağacına yöneliyor.

Hero, modern, basit, çekingen aromatik odunsu parfüme benziyor. Çoğu kişinin sevebileceği güvenli sayılabilecek güzel forma sahip. Çok ilginç ya da sıradışı olmasa da günlük kullanıma uyabilecek sakin, gösterişsiz, iddiasız, temiz arkadaş gibi davranıyor.

Kimi kullanıcıların fazlaca eleştirdiği Hero’nun başarısız olduğunu düşünmüyorum. Bir şişesini almaya elim gitmeyecek olsa da nice vasat parfümün göklere çıkarıldığı parfüm platformlarına pek itimat edilmemesi gerektiğini anlayabiliriz. Başlangıç seviyesindeki genç erkeklerin alıp, kullanabileceği Hero’nun performansı pek parlak değil. Kalıcılık normale yakın olsa da etrafa yayılımı iddialı sayılmaz. İlkbahar-yaz döneminde kullanmak iyi fikre benziyor.

Kokusunu son yılların başarılı tasarımcısı Aurelien Guichard yaratmış.

Koku Güzelliği:10/6.5

5 Ağustos 2022 Cuma

Rochas – L’Homme (2020)

Tarihi başarılı ve şöhretli eserlerle dolu Rochas markasını çoğumuz 1999 yılı çıkışlı silindir şişeli parfümü Rochas Man ile tanıdık. Çikolatalı koku formu modern parfümlerin en sevilen örneklerinden oldu. Sonrasında pek ses getiren işlere imza atamadı.

2020 yılında ilgi çeken bir parfüm bizi bekliyordu. Rochas’ın yeni erkek parfümü L’Homme, markanın internet sitesine göre erkeksiliği vurguluyor. Üç ana tema öne çıkarılmış: portakal, sardunya ve tonka fasulyesi.

Rochas L’Homme’nin başlangıcı buruk turunçgiller ve ananas benzeri meyvemsilikle gerçekleşiyor. Açılışı tatlı, enerjik, modern ve ferah sayılabilir. Orta kısma geçildiğinde turunçgiller yine hissediliyor. Orta bölümde yeni nesil erkek parfümlerinde görmeye alıştığımız ambroksan benzeri ekşi ve tuhaf yapaylık dikkat çekiyor. Biraz sardunya ve ferah baharatlar orta kısımda yerini almış. Sonlarda odunsu, paçulili tonka fasulyesinden bahsedebilirim.

L’Homme, 2010’lu yıllardan sonra fenomen haline gelen ambroksan merkezli erkek parfümlerini andırıyor. Dior – Sauvage, Versace Pour Homme Dylan Blue, Bleu de Chanel gibi mavi temalı fakat deniz kokusuyla ilgisi olmayan aromatik, dinamik, ferah baharatlı, sardunyalı parfümlere benziyor. Bu anlamda yenilikçi veya ilginç değil. Onun amacı modern rakiplerine benzemek ve büyük kitlelerin gönlünü kazanmak. Muhtemelen amacını gerçekleştirecek fakat kokusal anlamda kalite hissi vermiyor, hafiften burun tırmalıyor ve üst düzey parfüm severleri bıktıracak vasatlığa sahip diyebilirim.

Geçmişi şöhretli klasiklerle dolu Rochas’ın yeni nesil kokusu L’Homme tabii ki hafiften hayal kırıklığı yaratıyor ama artık hangi ünlü marka bu duyguyu bize yaşatmıyor ki. Genç erkeklere hitap edeceğini sandığım bu kokuyu Bruno Jovanovic tasarlamış.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı normal seviyede, etrafa yayılımı ilk beş dakika iyi, sonrasında ortalamanın altına geriliyor. Kimi kullanıcılar yaz parfümü olduğunu belirtse de bence ılık-serin havalara daha uygun olacaktır.

Koku Güzelliği:10/5

31 Temmuz 2022 Pazar

Giorgio Armani – Eau de Cedre (2015)

Giorgio Armani’nin 1980’li yılların ortalarında piyasaya sürdüğü başarılı erkek parfümü Eau Pour Homme’nin bir nevi devam kokuları 2010’lu yıllarda gelmeye başladı. 2015 yılı çıkışlı Eau de Cedre, bu serinin sevilen parfümlerinden diyebiliriz.

Giorgio Armani’nin internet sitesinde Eau de Cedre şık, stil sahibi ve orijinal olarak tanımlanmış. Resmi açıklanan notalarında Cardamom Pure Jungle Essence isimli içeriğe yer verilmiş ki ilk defa duyduğumu itiraf edebilirim. Ayrıca kokusunun siyah çay, deri, adaçayı gibi bir arada pek karşılaşmadığımız notalardan oluştuğu iddia edilmiş.

Parfümün başlangıcı yeşil, aromatik narenciyelerle gerçekleşiyor. Bergamot ve limona benzettiğim narenciyelere geri planda aromatik bitkiler eşlik ediyor. Menekşe ve adaçayına yakın duran orta kısımda yeşil çay ve menekşenin ağırlığını arttırdığını görüyoruz. Sonlarda ortalama odunsu temanın varlığından bahsedebilirim.

Eau de Cedre, aromatik, yeşil, menekşe ve çay temasına yakın diyebilirim. Kokusu yeni nesil bol şekerli ve vanilyalı baharat bombalarına hiç benzemiyor. Kendine özgü farklı ve erkeksi kokusu hoş ama menekşeyi pek sevemediğim için burnumu hafiften tırmalıyor. Kalite anlamında fena değil, genel beğeniye de uyabileceğini düşünüyorum.

Eau de Cedre, ilk kullandığımdan itibaren Gucci Pour Homme II’ye benzettiğim az sayıda parfümlerdendi. Şişesinin yeşil olması ilk bakışta yeşil çamsı-odunsu gibi kokacağını hissettirse de o daha çok yeşil çay-menekşe tarafına yönelmiş. Denemeden almanın iyi fikir olmadığını söyleyebilirim.

Eau de Toilette formundaki Eau de Cedre’nin kalıcılığı normal, etrafa yayılımı ilk on beş dakika iyi, sonrasında tene yakın duruyor. Ilık ilkbahar-sonbahar dönemi için uygun denebilir.

Koku Güzelliği:10/6

26 Temmuz 2022 Salı

Christian Dior – Higher Energy (2003)

Christian Dior’un 2001 yılı çıkışlı parfümü Higher’ın büyük başarı yakaladığını söyleyemeyiz. Higher’dan iki yıl sonra Higher Energy isimli devam parfümü geldi. Sonrasında bu serinin fazla ileri gidemediğini gördük.

Higher Energy, Dior’un internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “Taze, odunsu ve baharatlı greyfurt, biber ve vetiver notalarının uyumu etrafında oluşan, her zaman yeni bakış açılarına ve ufuklara açık olan erkek için yaratılmış genç, şehirli bir koku. Aydınlık ve canlı.” Parfümün tanıtımında greyfurt, biber ve vetivere özellikle vurgu yapılmış.

Parfümün başlangıcı turunçgilleri andıran meyvelerle gerçekleşiyor. Greyfurt-mandalinaya benzeyen meyveler hafiften ananası da çağrıştırıyor. Canlı ve güzel başlangıcından sonra aromatik baharatlar hissediliyor. Meyvemsi baharatlara sonlarda plastiğimsi sedir ağacı ve vetiver ekleniyor.

Higher Energy, tatlı ve ferah başlayan sonrasında aromatik fujerlere benzeyen yapıda ilerliyor. Bu tarz parfümler pek yazlık koku hissiyatını vermez. Burada da parfümün fazla tatlılığı yaz sıcakları için ufak bir engel teşkil edebilir. Ilık ilkbahar dönemine uyacak karakteriyle dikkat çekiyor. Modern bir kokuya sahip fakat çok ilginç ya da yaratıcı değil. Hafiften Platinum Egoiste’yi anımsatıyor.

Kullanması ve sevmesi kolay yapıda olması avantajı denebilir. Sonlarıysa hafiften yapaylık hissettiriyor. Bu parfümün dolabınızda olmaması büyük kayıp sayılmayacaktır.

Kokusunu Natalie Gracia-Cetto ve Carlos Vinals birlikte tasarlamış. Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterliyken etrafa yayılımı yüksek değil.

Koku Güzelliği:10/6.5