26 Kasım 2019 Salı

Parfums de Marly – Delina (2017)

2009 yılında Julien Sprecher’in vizyonuyla hayatımıza giren Parfums de Marly niş parfümevi, büyük işler başarmaya devam ediyor. Her ne kadar parfümlerinin çoğu dünya niş standartları için bile fazla sayılabilecek 200-280 Euro aralığında satılsa da, yüksek kaliteli kokusal yaratımlarıyla, bir parça kendisini affettirebiliyor koku delilerine.

Herod, Godolphin ve Oajan ile dünyada dikkatleri üzerine çeken Parfums de Marly’nin, son zamanlarda başka kokusu övgüler alıyor niş parfüm çeteleri tarafından. Pembe ve şık şişesiyle kadın parfümü olduğunu haykıran Delina, orta notalarında ilginç de sürpriz barındırıyor: Türk Gülü. Delina’nın kısa tanıtımında derin ve gizemli koktuğu vurgulanmış. Türk gülü, meyveler (liçi, rhubarb, bergamot) ve kaşmir ağacı özellikle vurgulanmış resmi pazarlama cümlelerinde.

Delina’nın açılışı canlı, parlak ve ferah-mayhoş-lezzetli denebilecek meyvelerle gerçekleşiyor. Üst notalar genç kızsal çağrışımlar yapan, yüksek kaliteli meyveli-çiçeksi buketle/sepetle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarındaki meyvelerin liçi ve rhubarbın tropik yemişlere benzediğini düşünürsek, geri planda dinamik turunçgillerle (aromatik sulu-tuzlu greyfurt), yeşil mangonun işbirliği yaptığını söyleyesim var ama kanıtım yok! Hatta araya Un Jardin Sur Le Nil’den hatırladığımız yeşil sarmaşık bitkisi de mi girmiş? Yine hayal gücüm fazla mesaide anlaşılan. Orta kısımda tatlımsı, hayat dolu ve etrafa gülücükler saçan, genç kokan gülün hakimiyetini kabul etmek durumundayız. Orta notalar, ağız sulandıran meyvelerin geride durduğu gül kokusuna sahip. Sonlarda, gül ve meyveler devam ederken soğuk-serin misk dengeleri değiştiriyor. Alt notalarda hafiften odunsuluk gerçekten de mevcut. Parfums de Marly o odunsuluğa kaşmir ağacı adını verse de kimi kullanıcıların Delina’dan deri algılamasına şaşırdım.

Delina, böyle giderse daha da popüler olacak kokular evreninde çünkü o hem modern hem kaliteli hem piyasa işi hem de çarpıcı-güzel olmayı başarıyor. Bu dengeyi kurabilen genellikle çok az parfüm olur ve onlarda zaten süper star haline dönüşür. Delina’nın oldukça yüksek fiyata satılan niş parfüm olduğunu düşünürsek, hiçbir zaman ortalama gelir seviyesine hitap edemeyecek olduğunu aklımızda tutarsak, belki büyük satış rakamları yakalayamayacak ama koku hafızamızda güzel esintiler bırakacak.

Delina aslına bakılırsa çok basit ve düz formülasyona sahip. Hatta onun 4-5 nota üzerinde dönüp durduğunu söyleyebilirim. Ekşi meyveler, gül, misk, odunsuluk ve kimilerine göre vanilya. Yine çoğunlukla aynı fikirde değilim çünkü Delina’da vanilya büyük yer kaplamıyor. Bildiğimiz anlamda vanilyalı, çilekli kek hamuru gibi davranmıyor Delina. O, hayata pozitif bakan, sevecen, gözleri mutluluktan parlayan, pembe Range Rover jipi olan pop müzik şarkıcısı genç hanımefendileri çağrıştırıyor.

İşin güzel tarafı günümüze yakın duruyor, belli oranda tatlılık barındırıyor, koklayan çoğu kişinin beğenmesini sağlıyor ve bunu gayet mütevazi 3-4 notasıyla gerçekleştiriyor. İşin düşündürücü tarafıysa fazlaca basit ve düz ilerliyor, derinlikten yoksun, verdiğiniz yüklü rakamın size geri dönüşünü sorgulatıyor. Bazı parfümseverlerin sorduğu soru yabana atılacak gibi değil. Delina bu yüksek fiyat etiketini hak ediyor mu? Eğer fazladan ve harcayınca üzülmeyeceğiniz 210 Euro’nuz yastık altına duracağına bari Delina’ya yatırayım derseniz, evet hak eder ama ben olsam bir şişesini almazdım.

Delina’nın iki versiyonu bulunuyor bazı Parfums de Marly’ler gibi. Bir normal versiyonu ki kullandığım oydu. Bir de Exclusif olanı var onu denemediğim için karşılaştırma yapamayacağım. Exclusif versiyonunun bir parça daha pahalı olduğunu tahmin edersiniz. EDP formundaki Delina’nın kalıcılığı çok iyi adeta üzerinize yapışıyor. Etrafa yayılımı ilk on beş dakika yüksek, sonrasında normale dönüyor. Ilık havaların parfümü Delina. İlkbahar-yaz döneminde kullanılabilir. Kokusunu son yıllarda hem niş hem de ana akım markalar için parfümlere imza atan Quentin Bisch tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

21 Kasım 2019 Perşembe

Michael Kors – Signature (2000)

Parfüm serüveni 2000 yılında başlayan Michael Kors modaevinin, yeni bin yılın adeta kutlaması babında piyasaya sürdüğü kadın parfümünün adı Michael’di. Kokular evrenine şimdilik büyük başarı yakalayan parfüm sunamayan Michael Kors’un vazgeçmeye niyeti yok gibi çünkü 2019 yılının sonlarında elliden fazla kokuluk koleksiyona sahipler.

Markanın ilk eseri Michael isimli kadın parfümüydü fakat aradan geçen yıllar içinde muhtemelen reformüle oldu Michael ve şişesinin üzerindeki Michael yazısının yanına Kors ekleniverdi. Resmi internet sitesindeyse parfümün ismi Michael Kors Signature olarak geçiyor. Onun içindir ki markanın resmi açıklamasını dikkate alıp, Signature diyeceğim bu parfüme. Yine Michael Kors’un internet sitesinde sümbülteberin yeniden icat edilerek kokusunun içine yerleştirildiği belirtilmiş. Ayrıca egzotik baharatlar, Fas tütsüsü ve kremsi çiçeklerin rolü vurgulanmış. Sofistike, tensel ve sıcak olarak nitelendirilmiş Signature.

Parfümün açılışı soğuk ve nemli çiçeklerle gerçekleşiyor. Açıklanan notalarında zambak, demirhindi, frezya, şakayık ve osmantus çiçekleri var. Üst notalardaki çiçeklerin hangisi olduğunu ayırt edemesem de çok sevdiğimi söyleyemem başlangıcını. Orta kısımda o soğuk ve itici çiçeksilik yerini kuru hatta sabunsu beyaz çiçeklere bırakıyor. Yasemini andıran ve tatlılığı az sümbülteber parfümün hakimi konumuna geliyor. Son bölüm, orta kısmın paralelinde ilerliyor. Kapanışta etkisini arttıran miske geri planda odunsu notalar eşlik ediyor. Böylece tenden ayrılıyor.

Signature, tam bir çiçek parfümü. Ne turunçgilli, ne odunsu, ne meyveli. Bütünüyle kadınsı ve karakterini kabul ettirircesine dişi. Başlangıçtaki çiçekleri saymazsak, orta ve sonlardaki beyaz sabunsu çiçekler ve neredeyse kadifemsi paçuliyi andıran geri plan kurgusuyla Signature, düz çizgide ilerliyor, sürpriz yapmıyor.

Parfümün orta notalarından itibaren gayet cazibeli ve çarpıcı beyaz çiçekler hem rakiplerini andırıyor hem de hangi parfüme benzediğini bir türlü bulamıyorsunuz. Michael Kors’un internet sitesinde kremsi çiçeklerin ve sümbülteberin vurgulandığını biliyoruz. Kremsi çiçekler neyse ki fazlaca şekerli değil. Açıklanan notalarındaki en ilginç tema tütsü. Kimi kullanıcılar da tütsüden bahsetmişler yorumlarda ama bence büyük oranda tütsü bulunmuyor Signature’da. Varsa da geri planda veya çiçeklerin baskısı altında bulunuyor.

Signature, etkili sayılabilecek koku profiline sahip. Sümbülteber bu durumun baş sorumlusu olabilir. İddialı bir nota olan sümbülteber, içerisine girdiği parfümleri keskin/yoğun beyaz sabunsu çiçek tarafına taşıyor genellikle. Farklı örnekleri tabii ki bulunmakta. Signature’daki sümbülteberin Fracas’taki kullanımla büyük benzerlik taşıdığını söyleyemem.

Sonuç olarak benim için fazlaca çiçeksi olsa da hırslı ve iddialı kadınların Signature’u beğeneceğini düşünüyorum. Yirmi beş yaş üstü kadınlara uyacağını sandığım Signature’un sonbahar-kış kullanımına göz kırptığı söylenebilir.

EDP formunda fakat performansı harikalar yaratamıyor. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı normal seviyede. Kokusunu Laurent Le Guernec ve Alain Alchenberger tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

15 Kasım 2019 Cuma

Pino Silvestre (1955)

“Pino Silvestre, parfümeri dünyasında simgedir. Parfümeri sektöründe devrim yaratan markadır ve 1950’lerde trend belirleyici olmuştur. İkonik imajı ve doğanın gerçek özünü eşsiz şekilde ifade eden, dünyaca ünlü tarihi İtalyan markasıdır.

Pino Silvestre’nin kokusu, Venedikli Vidal ailesi tarafından 60 yıldan uzun süredir üretilmektedir. Vidal ailesi, Pino Silvestre’nin formülasyonunda kullanılan değerli esansiyel yağlar için sürekli araştırma yapmaya kararlıdır. Bu gelenek, hem yeni hem de uzun süredir Pino Silvestre’yi kullanan tüketiciler için garantidir.

Erkeksilik, tazelik ve doğa, Pino Silvestre’nin karakterini oluşturur. 60 yılı aşkın süredir, bu parfüm erkeksilik kulvarında gerçek belirleyici olarak kabul edilen kokusuyla ünlüdür. 2015 yılında, Pino Silvestre, ürünün logosunu ve grafik tasarımını içeren güncelleme yapmıştır ancak markanın geleneksel doğası tam olarak korunmuştur.”

Yukarıdaki satırlar ünlü erkek parfümü Pino Silvestre’nin tanıtımına ait. Bu satırlar aslında birçok şeyi anlatmış. 1955 yılında piyasaya sürülen Pino Silvestre’nin üretimine hala devam etmesi müthiş bir olay ve koku bağımlısı erkeklerin muhakkak bileceği klasik Pino. Uzun zamandır merak ettiğim bir başka efsanevi parfümle daha tanıştım kısa süre önce. Pino Silvestre bakalım bünyemde nasıl etkilere yol açmış.

Parfümün açılışı aynı şişesinin rengi gibi yeşil temayla gerçekleşiyor. Üst notalarda bergamot ve lavanta onun nostaljik tarafını haykırıyor. Kaliteli başlangıcından sonra orta notalarda yeşil karakter devam ediyor. Orta bölümde biraz sabunsuluk ekleniyor. Ayrıca ardıç, kekik, fesleğen ve ada çayı partiye katılıyor. Lavanta geri plana geçse de hala oralarda duruyor. Orta kısımda yeşil odunsu tarafa yöneliyor. Kapanışa geçeyim. Sonlarda yeşil kokmaya devam ediyor. Sedir ağacı ve çam ağacının noktayı koyduğunu söyleyebilirim.

Adım adım gidelim bu klasiği anlama çabamıza. Pino Silvestre, öncelikle erkeksi yeşil kokuyor. Sonrasında bir alt katmanda, aromatik otsu, ardıç meyveli, çamsı, lavantamsı ve ağaçsı davranıyor. Günümüzün modern parfümlerine tabii ki benzemiyor. Nostaljik ve hüzünlü kokusu modası geçmiş değil, olgun denebilir. Tatlılık pek yok. Ciddi ve resmi olarak nitelenebilir genel duruşu.

Pino Silvestre, ultra maço hayvansı 1970-1980’li yılların gaddar maskülenlerine benzemiyor. Onun kalbinde İtalyan ruhu ve damarlarında Akdeniz kanı dolaşıyor. Limon hissi veren bergamot ve buruk-acımsı Akdeniz maki otlarıyla, beslendiği coğrafyaya selam duruyor. Diğer taraftan odunsu, çamsı, kozalağımsı, reçinemsi yapısıyla yeşil, yaprak dökmeyen ormanları hatırlatıyor. Hatta sabunsu tarafıyla da traş sonrası balsamları andırıyor. Son olarak da zaman zaman lavantalı banyo sabunlarını çağrıştırıyor.

Kaliteli kokan Pino’da verilen notalar tek tek algılanabiliyor ve yapaylığa prim vermiyor. Tene yakın kalan tavrıyla, cildinizi bol bol kokluyorsunuz ve kendisini ancak öyle size sunuyor. Kıyafetlerde, tende durduğu kadar derin durmuyor. Onun tam bir ten parfümü olduğu açık.

Sonuç olarak Pino Silvestre, uygun fiyatlı, kaliteli, erkeksi, yeşil ve geçmişi andıran yapısıyla, orta ve üst yaş gurubu erkeklere yakın duruyor. Kokusu muhteşem mi? Değil. Aradan geçen yılların ardından farklı seferler reformülasyon geçirdiğini varsayarsak, muhtemelen eski veya ilk sürümü çok daha iyiydi. Günümüzdeki hali biraz seyreltilmiş bergamot-çam kolonyalarını hatırlatıyorsa da o bir kült ve çam kozalağı şeklindeki şişesiyle saygıyı hak ediyor.

Kokusunu Lino Vidal’ın tasarladığını belirtelim. İlkbahar-sonbahar dönemlerine uyacağını düşünüyorum. EDT formunda. Ne yazık ki performansı zayıf. Etrafa yayılımı düşük. Kalıcılığı tende vasatı aşamıyor. Hem günlük kullanıma hem de takım elbisenin üzerine uyum sağlayacaktır.

Koku Güzelliği:10/6.5

11 Kasım 2019 Pazartesi

Beğendiğim 10 Kadın ve 10 Erkek Parfümü (2019)

Benden en çok talep edilen konulardan birisi parfüm önerileri diyebilirim. Tabii ki hepimiz güzel kokmak, etraftan övgüler almak ve en önemlisi kendimizi iyi hissetmek için parfüm kullanıyoruz. Bu anlamda benden öneri isteyen parfüm meraklılarına yirmi kokuluk liste hazırlamak istedim. Bu listeyi hazırlarken parfümlerin ülkemizde bulunabilmesine ayrıca önem gösterdim çünkü her kokunun Türkiye’de dağıtımı yapılamıyor distribütörler tarafından. Ayrıca listelenen parfümlerin, oldukça yüksek rakamlı niş markalardan oluşmamasını düşündüm. Hem erkek parfümü hem de bayan parfümlerine yer verdim. Herkesin ulaşabileceği parfümler bu listenin konusunu oluşturuyor. Umarım parfüm arayış yolculuğunuza bir nebze de olsa katkıda bulunabilirim.

Kadın Parfümleri

1) Chanel’in Chance‘i, modern ve kullanması kolay tarzıyla çok hoş bir çiçeksi denebilir. Başlangıçtaki güzel ve ferah turunçgillerden sonra gelen yasemin ve paçuli, onu çiçeksi-odunsu tarafa taşıyor. Günlük kullanıma uyabilecek yapısıyla, hoş bir ilkbahar-sonbahar kokusu olduğu söylenebilir. İris çiçeği, biber, misk ve vanilya diğer notaları Chance’in. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/7
Kalıcılık: 10/7

2) Gucci’nin son yıllarda piyasaya sürdüğü en sakin ve duru kadın parfümlerinden birisi Bamboo. Harika ferah turunçgilerle açılan Bamboo’nun orta bölümü Chanel Chance serisini hatırlatırcasına mütevazi, temiz ve sabunsu. Portakal çiçeği, bergamot, zambak, sandal ağacı ve ylang ylang’dan oluşan Bamboo’nun kokusu, tam bir ilkbahar-yaz dönemi eseri diyebilirim. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/6.5
Kalıcılık: 10/6.5

3) Givenchy’nin sevdiğim kadın parfümlerinden Ange ou Demon, sanki hak ettiği değeri göremedi bir türlü. Normalde bu tür tatlımsı vanilyalı parfümler artık eskisi kadar çarpıcı gelmese de bana Ange ou Demon’da anlatamadığım bir çekicilik var. Çiçeksi oryantal olarak sınıflandırabileceğimiz Ange ou Demon’un içeriğinde orkide, ylang ylang, kekik, tonka fasulyesi, safran, vanilya ve zambak bulunuyor. Günlük kullanımdan ziyade sanki gecelerin ve özel davetlerin parfümü o. Sonbahar-kış mevsimlerine uyum sağlayacaktır. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/7
Kalıcılık:10/8

4) Chloe’nin süper popüler parfümlerine (Classic, Love, Love Story) bir türlü ısınamayan burnum, Nomade’i oldukça beğendi. Diğer Chloe’lerden farklı davranan Nomade, bohem ve leziz meyvelerle ilginç bir kadın parfümü havasında. Meyveli-çiçeksi olarak sınıflandırılabilecek Nomade’in içeriğinde bergamot, şeftali, mirabelle kirazı, limon, yasemin, frezya ve meşe yosunu bulunuyor. Ilık ilkbahar-sonbahar dönemi için güzel seçeneklerden birisi. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/6.5
Kalıcılık:10/7

5) Versace’nin en popüler kadın parfümlerinden Crystal Noir, şöhretinin hakkını verircesine iddialı ve hırslı karaktere sahip. Bir kadın parfümünde hindistan cevizi ve lezzetli meyveleri, beyaz çiçekler ile baharatlarla böylesine cazibeli harmanlayan marka azdır. Kakule, gardenya, biber, sandal ağacı, şakayık, misk ve hindistan cevizini içeriğinde barındıran Crystal Noir’i, benim ukala burnum biraz eleştirse de sonbahar-kış döneminde kullanmanızı öneririm. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/6
Kalıcılık:10/8

6) Giorgio Armani’nin lezzetli mi lezzetli kadın parfümü Si, kadınlar tarafından çok sevildi ki hiç haksız değiller. Modern bir vanilya parfümü olan Si, benzersiz karakteriyle dikkat çekiyor. Sonbahar-kış mevsimlerinde, günlük kullanıma uyabilecek Si, Giorgio Armani’nin parfümler konusundaki becerisinin tipik örneği. Frezya, ambroksan, siyah frenk üzümü, gül, vanilya, paçuliden oluşan Si’yi satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/7
Kalıcılık:10/7

7) İstiridyeye benzeyen sıradışı şişesiyle Kenzo World, bize dünyanın kokularını sunmayı amaçlıyor muhtemelen. Bazı parfümler vardır, garip şekilde sizi içine çeker. World bende o etkiyi yapmıştı. Şakayık, badem çiçeği, orris, gül ve armutun karşımından oluşuyor. Benzersiz parfümler kategorisine eklenebilir World. Ilık ilkbahar dönemine uyacak World, gündüz kullanımı için fena seçenek değil. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/6
Kalıcılık:10/7

8) Hermes’in yüksek kaliteli parfümlerine alışınca diğer ana akım markaların yapaylık sınırındaki kokuları size çekici gelmeyebilir. Twilly d’Hermes, pürüzsüz, kremsi, çiçeksi ve turunçgilli denebilir. Her nota gayet dengeli ve sakin. Aynı zamanda günümüze ait koku formuna sahip. Bergamot, portakal, yasemin, sümbülteber, portakal çiçeği, vanilya ve zencefilden oluşan Twilly d’Hermes, serin ilkbahar-sonbahar dönemine uyum sağlayacaktır. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/7
Kalıcılık:10/7

9) Thierry Mugler, 1992 yılında öyle bir koku formu yarattı ki etkileri 2019 yılında bile hissediliyor. Çikolata, karamel ve karanlık paçuli temasıyla, kadın parfümleri dünyasında bir yıldıza imza attı, tıpkı yıldız formlu şişesi gibi. Yasemin, vanilya, paçuli, bal, çikolata, karamel notalarını bir araya getiren Angel, tam bir kış bombası. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/8.5
Kalıcılık:10/9

10) Cartier’in fazla popüler olmayan ama epey sevdiğim bir parfümü Baiser Vole. Çiçeksi olarak sınıflandırabileceğimiz Baiser Vole, kremsi zambak ve duru/sade turunçgiller üzerine kurgulanmış. Taze, modern, doğal ve lüks kokan Baiser Vole, ılık ilkbahar günlerine yakışacaktır. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/7
Kalıcılık:10/7.5

Erkek Parfümleri

1) Ünlü mücevherat markası Lalique’nin sevilen erkek parfümü Encre Noire, dünya çapında oldukça ilgi gördü. Koyu ve karanlık mürekkebimsi kokusuyla, şimdiye kadar yapılmış en özgün koku formlarından birisini bize sunuyor. Misk, vetiver, selvi ve kaşmir ağacından oluşan Encre Noire, sonbahar-kış dönemine yakışacaktır. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/7
Kalıcılık:10/9

2) 1960’lı yılların ortasından 2019’a ışınlanan bir maço Aramis. Parfümler tarihinin en ünlü erkeksi klasiklerinden Aramis, ödünsüz ve sert karakteriyle herkesin harcı değil, şimdiden söyleyeyim. Aldehit, deri, meşe yosunu, paçuli, sandal ağacı, misk onun notalarından bazıları. Tam bir kış parfümü Aramis. Takım elbise giyen orta yaşlı bir erkeği tamamlayacak Aramis’ten daha iyi bir aksesuvar pek mümkün görünmüyor. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/7.5
Kalıcılık:10/8

3) O mavi şişesini ve Cool Water ismini, parfümlere pek aşina olmayan kişilerin bile tanıyacağını düşünüyorum. Aromatik deniz temalı erkek parfümlerin ilk örneklerinden Cool Water, Davidoff markasını adeta bütün dünyaya tanıttı. Calone, yeşil notalar, koriander, lavanta, nane ve tütünden oluşan Cool Water’ın ana yapısı, sıcak yaz günleri için ideal. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/6.5
Kalıcılık:10/7.5

4) Koku tasarımında minimalizm akımının babası sayılan Jean Claude Ellena’nın elinden çıkan Terre d’Hermes son yılların en popüler erkek parfümü olmayı hala sürdürüyor. Portakalı ve turunçgilleri olabilecek en yüksek kaliteli ve gerçekçi haliyle veren Terre d’Hermes, portakal, greyfurt, sedir ağacı, vetiver, biber notalarından oluşuyor. Dört mevsime de uyacaktır fakat ilkbahar-yaz dönemi için ayrıca tavsiye ederim. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/8
Kalıcılık:10/8

5) Modern zamanların en başarılı ve çarpıcı parfümlerinden Dior Homme Intense’yi sevmemek ve saygı duymamak ne mümkün. Çikolatamsı süsen çiçeğine eklenen odunsu notalar ve pudramsı kalite hissiyatı Dior Homme Intense‘ye o cazibeli kokusunu veren yegane öğe. Armut, lavanta, vanilya, süsen çiçeği, sedir ağacı ve kakao’dan oluşan Dior Homme Intense tam bir gece parfümü. Özel anların, akşam davetlerinin, kış soğuklarının gediklisi o. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/9
Kalıcılık:10/9

6) Gucci’nin uzun zamandır kullandığım en başarılı parfümlerinden birisiydi Guilty Absolute. Odunsu deri tarzına yakın duruyor. Koyu ve karanlık derinin kullanıldığı Guilty Absolute, tütsüleri andıran dumansı auraya sahip. Selvi, vetiver, deri ve paçuli notalarını gayet dengeli ve başarılı vermiş Gucci bize bu parfümünde. Sonbahar hatta kış parfümü Guilty Absolute. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/7
Kalıcılık:10/8

7) Loewe’nin Esencia Pour Homme‘si ülkemizde pek bilinmez ama çok başarılı bir erkek parfümüdür. Yeni nesil bol şekerli ve bıktırıcı baharatlı parfümlerden kokusal olarak çok farklı yerde duruyor. Yeşil, odunsu ve erkeksi tarzıyla sıradışı bir parfüm. Ardıç, lavanta, vetiver, çam, deri, meşe yosunu, paçuli notalarından oluşan Esencia Pour Homme’yi, serin sonbahar günlerinde kullanmak harika olacaktır. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/7.5
Kalıcılık:10/7.5

8) Giorgio Armani’nin müthiş erkek klasiklerinden Armani Eau Pour Homme için İtalyan tarzı aromatik turunçgil parfümü diyebilirim. Akdenizli tarafını aromatik otlar ve portakal-bergamot ile gösteren Eau Pour Homme, ilerleyen saatlerde meşe yosunu, karanfil ve paçuliyle noktayı kokuyor. İlkbahar-yaz kokusu olan Eau Pour Homme’yi satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/7
Kalıcılık:10/7

9) Vakko’nun ilk erkek parfümü V de Vakko’yu oldukça sevmiştim kullanım döneminde. Sanırım yeşil karakterli kokulara zaafım var ve V de Vakko, oldukça kaliteli ve erkeksi kokusuyla şaşırtmıştı beni. Bergamot, limon, lavanta, paçuli, vanilya, vetiver ve sedir ağacından oluşan V de Vakko, serin ilkbahar-sonbahar dönemi için gayet sağlam bir seçenek. Satın almak için tıklayın.

Koku Güzelliği:10/7
Kalıcılık:10/8

10) Bir parfüm önerisi başlığı olur da Versace’nin harika erkeksi klasiği L’Homme o listede olmaz mı? 1980’li yılların ortalarında çıkan Versace L’Homme, turunçgilli şiprelerin en güzel örneklerinden birisi denebilir. Erkeksi, nostaljik ve tozlu bir turunçgilli yaz parfümü olarak hayal edebilirsiniz onu. Fesleğen, limon, bergamot, meşe yosunu, karanfil, tarçın, deri notalarından oluşan L’Homme, ilkbahar-yaz kullanımı için daha uygun. Satın almak için tıklayınız.

 

Koku Güzelliği:10/8
Kalıcılık:10/7